Atak Logo

Atak Menü

Haydar Avşar

Haydar Avşar

29 Eylül 2025, 19:53 | Dünya

Türkiye’de Patrimonyal Yapı, Sol-Sosyalist Hareketler ve Sınıfsal Birlik Sorunu: Prekarya Merkezli Bir Çözümleme (Haydar Avşar)

 

Giriş: Patrimonyal Süreklilik ve Sınıfsal Kıskaç 

Türkiye’nin siyasal ve toplumsal yapısı, Osmanlı’dan bu yana aktarılan patrimonyal sınıfsal süreklilik tarafından belirlenmiştir. Bu yapı, işçi sınıfının bağımsız ve birleşik bir güç olarak ortaya çıkmasını sürekli engellemiş, Cumhuriyet’in otoriter modernleşmesinden günümüzün AKP-MHP Blokunun Patrimonyal Devlet Kapitalizmine kadar farklı biçimlerde varlığını sürdürmüştür. Bugün, güvencesiz ve örgütsüz prekaryanın kitleselleşmesi, tarihsel patrimonyal engel ile neoliberalizmin yarattığı yeni sınıf gerçekliği arasındaki kıskaçta kalmış bir sol hareketin programatik ve stratejik zaaflarını da keskin bir şekilde ortaya koymaktadır. 

 

1. Patrimonyal Devlet Kapitalizmi: Tasfiye Edilmesi Gereken Hedef 

Tarihsel patrimonyal yapı (ayan, eşraf, şıh) tasfiye edilmek yerine, modern devlet eliyle bir devlet burjuvazisi yaratılarak yeniden üretilmiştir. Günümüzde bu yapı, salt bir gelenek değil, doğrudan ekonomik birikimin temel mekanizmasıdır. Sünni-Türk ve Sünni-Kürt elitlerin ortaklaşa kurduğu bu sistem, rant, vergi muafiyetleri ve kamu-özel işbirliği (KÖİ) gibi araçlarla beslenen bir Patrimonyal Devlet Kapitalizmi biçimini almıştır. 

İttihatçılardan Kemalizm’e ve günümüzdeki otoriter iktidara kadar süren bu patrimonyal ittifaklar, bağımsız sınıfsal alanları daraltmış ve modern burjuvazinin gelişimini değil, devletin gücüne bağımlı bir rantçı sermaye sınıfının gelişimini teşvik etmiştir. Dolayısıyla devrimci çizginin ilk hedefi, sadece siyasi iktidarı değil, bu patrimonyal-kapitalist sınıfın ekonomik temellerini tasfiye etmek olmalıdır. 

 

 

2. İşçi Sınıfından Prekaryaya Geçiş: Yeni Sınıfın Örgütlenme Sorunu 

1980 darbesi ve neoliberal dönüşüm, sanayileşmenin yarattığı klasik işçi sınıfı hareketini bastırmış ve Türkiye’yi güvencesizleşme (prekarizasyon) sürecine itmiştir. 

Prekarya Kimlerden Oluşur? 

Hizmet ve platform ekonomisi çalışanları (Yemeksepeti, Getir, Uber vb.) 

İnşaat, tarım ve turizmde geçici ve mevsimlik işçiler 

Göçmen ve mülteci işçiler 

Üniversite mezunu işsizler, stajyerler ve düşük ücretli beyaz yakalılar 

Kadınların görünmeyen ev içi bakım emeği 

Kısa süreli, parçalı sözleşmelerle çalışan işçiler 

Prekarya, parçalı, güvencesiz ve örgütsüz yapısı nedeniyle geleneksel bir sınıf bilinci geliştirmekte zorlanmaktadır. Ancak bu kesimin ortak varoluşsal sorunu olan güvencesizlik ve borçluluk, yeni bir örgütlenme stratejisinin anahtarını sunar. Sınıf birliği, artık üretim alanlarından çok yeniden üretim alanlarında (barınma, ulaşım, temel gelir) verilecek ortak sosyal hak mücadeleleriyle sağlanabilir. Sol, borçların silinmesi ve evrensel sosyal güvence gibi prekaryanın temel sorunlarına doğrudan hitap eden programatik bir dile geçmelidir. 

 

 

Faşizme Taban Olma Riski 

Prekaryanın örgütsüzlüğü ve gelecek güvencesizliği, onu faşist hareketlerin toplumsal tabanı haline getirme riskini taşır. Sağ-popülist, milliyetçi ve dinci söylemler, bu kesimin öfkesini sınıfsal bir yönelimden uzaklaştırarak otoriter bloklara kanalize edebilir. Bu nedenle, sosyalist stratejinin görevi yalnızca prekaryayı örgütlemek değil, aynı zamanda onu faşizme kaymaktan alıkoyacak somut bir güvence ve dayanışma hattı kurmaktır.  

 

3. Sol-Sosyalist Hareketlerin Programatik ve Stratejik Zaafları 

Türkiye’deki sol-sosyalist hareketler, işçi sınıfına dayalı kalıcı bir birlik sağlayamamıştır. Bu zaaflar üç noktada yoğunlaşır: 

1. Küçük Burjuva Aydın Tabanına Sığınma: Organik sınıf bağlarının zayıf olması, Kemalist pozitivizmden etkilenmiş normatif devlet anlayışına yaslanılması, prekaryanın dinamiklerini programına dahil edememek. 

2. Devrimci Hattın Yokluğu: Patrimonyal ve kapitalist sınıfların tasfiyesine dayalı devrimci bir hat yerine, reformist ve demokratikleşme odaklı stratejiler. 

3. Kimlik Siyaseti Karşısındaki Konum: Kimlik siyaseti, sınıfsal mücadele ile bütünleştirilememiş, aksine sınıfsal birliği parçalayan bir unsur olarak görülmüş, patrimonyal ittifakların güçlenmesine dolaylı katkı sağlamıştır. 

4. Stratejik Vizyon: Ulusal Bağımsızlıktan Sosyalist Bağımsızlığa 

Türkiye’de toplumsal dönüşüm, burjuva ulusal bağımsızlığı ufkunu aşan, Sosyalist Bağımsızlık perspektifiyle mümkündür. Bu, yalnızca devletin dışa bağımlılığını değil, içerideki patrimonyal ve kapitalist sınıflara olan bağımlılığı da sonlandırmayı hedefler. 

 

 

Anti-Patrimonyal Blok 

Sınıfsal-Kimlik Diyalektiği: Kimlik siyasetini dışlamak yerine, kadınlar, Kürtler ve Alevilerin talepleri sınıfsal mücadeleyle eklemlenmelidir. Kadınların ev içi bakım emeği ve Kürt coğrafyasındaki ekonomik talepler, sınıfsal birliğin organik parçası olmalıdır. 

Alevi Felsefesi ve Onto-Epistemolojik İdeoloji: İnsan-doğa-toplum bütünlüğünü esas alan Alevi ontolojisi, kapitalizmin yarattığı parçalanmaya karşı bütünlüklü bir yaşam vizyonu sunar. Ekolojik kriz, yalnızca çevresel bir sorun değil, metabolik yarılma ve sınıfsal ayrışma bağlamında ele alınmalıdır. 

Kurucu Program: Demokratikleşme, Patrimonyal Devlet Kapitalizminin tasfiyesi ve Prekaryanın güvence altına alınmasını içeren somut hedeflerle tüm sınıf ve halk güçleri birleştirilmelidir. 

 

5. Anti-Emperyalizm ve Enternasyonalizm 

Emperyalist kapitalist sistem, uluslararası sermaye, finans ve askeri ittifaklarla ulusal ekonomileri bağımlı kılmaktadır. Bu nedenle anti-emperyalist mücadele, enternasyonalizm olmadan sürdürülemez. Tek ülkede sınırlı kalan mücadele, küresel kapitalist güçler karşısında kırılgan olur. Gerçek toplumsal dönüşüm, enternasyonal dayanışma, uluslararası işçi sınıfı birlikleri ve sosyalist örgütlenmelerle eklemlenmek zorundadır. 

 

6. Sonuç ve Stratejik Öneriler 

Türkiye’de işçi sınıfı ve prekaryanın birleşik gücü, patrimonyal ittifaklar, kimlik siyaseti ve solun küçük burjuva odaklı zaafları ile sürekli sınırlandırılmıştır. Kürt hareketi tarihsel olarak kimlik ve özerklik stratejisiyle sınıf temelli birleşik bir mücadele hattı inşa etmemiş, Alevi topluluklar ve sosyalist örgütlerin militan tabanları da işçi sınıfı eksenli kalıcı bir birlik ortaya koyamamıştır. Bu durum, demokratikleşme süreçlerini ve sosyalist hareketin devrimci hattını ciddi biçimde zayıflatmıştır. 

AKP-MHP bloğu, patrimonyal sınıfların desteği ile toplumsal yaşamı sağ-muhafazakâr ve otoriter bir çerçevede yeniden şekillendirmekte; demokratikleşmenin mümkün olmadığı açıktır. Blok güç kazandıkça demokratik haklar daralmakta, sol hareket sağa çekilmektedir. 

Gerçek toplumsal dönüşüm, ulusal bağımsızlık ufkunu burjuva sınırlarından koparıp sosyalist bir ufka taşıyan, prekaryayı ve işçi sınıfını bütünleştiren, patrimonyal sınıfları tasfiye etmeyi hedefleyen devrimci bir stratejiden geçmektedir. 

 

Stratejik Hat: 12 Madde 

1. Patrimonyal sınıfların tasfiyesi 

2. Devlet kapitalizmine son 

3. Prekaryanın güvence altına alınması 

4. İşçi sınıfı-prekarya birliği 

5. Kimlik-sınıf sentezi 

6. Onto-epistemolojik ideoloji temelinde bütünlüklü mücadele 

7. Demokratikleşmenin sınıfsal temeli 

8. Anti-emperyalist entegrasyon 

9. Enternasyonalizm ve uluslararası dayanışma 

10. Gezi’nin mirasının sınıfsal yeniden üretimi 

11. Küçük burjuva sınırlılıklardan kopuş 

12. Kurucu sosyalist program 

 

12 Madde Sonrası Toparlama 

Bu 12 madde, yalnızca bir yol haritası değil, aynı zamanda tarihsel bir zorunluluğun ifadesidir. Patrimonyal devlet kapitalizmi tasfiye edilmeden, işçi sınıfı ve prekarya arasında kalıcı bir birlik kurulmadan ve enternasyonal dayanışma ağı örülmeden, Türkiye’de toplumsal dönüşüm mümkün değildir. 

Bugünün görevi, prekaryayı örgütlü bir toplumsal güce dönüştürmek, faşizmin tabanı haline gelmesini engellemek ve bu süreci onto-epistemolojik bir ideoloji çerçevesinde, yani insan-doğa-toplum bütünlüğünü yeniden kuracak devrimci bir ufukta ilerletmektir. 

Kurucu sosyalist program, yalnızca ekonomik eşitlik değil; aynı zamanda kimliklerin özgürleşmesi, ekolojik bütünlüğün yeniden sağlanması ve insanlığın enternasyonal birliğinin tesis edilmesidir. 

 

Paylaş:

Yorumlar (0)

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!