Atak Logo

Atak Menü

Levent Sultan

Levent Sultan

02 Şubat 2024, 17:35 | Dünya

TARİH BOYU TUTSAKLIK PROJESİ (Levent SULTAN)

 

 

İsrail Filistinliler için “Tarih Boyu Tutsaklık” projesi hazırlığında oldu.  “Bir Grup İş Adamı” şahsında ABD’ye sunulmuş bir proje taslağı var. İsrail gazetesi Maarif’te gazeteci Bin Kesbit’in anlatımıyla söz konusu proje, Gazze savaşının “ertesi günü” için ABD ve İsrail tarafından Filistinliler için düşünülmüş siyasi bir yol haritasıdır. Gazze savaşının “ertesi günü” diye tabir edilen dönem birkaç aşamadan oluşmaktadır: 

 

Birinci aşamada İsrail, Gazze’nin tümü üzerinde “askeri yönetimini” kuracak. Bu yönetim, Gazze’ye girecek insani yardımların kontrolü ve yönetimini yapacak. Ayrıca, “Geçiş Dönemi” mefhumu içinde sorumlulukları, sivil halkın sorunlarıyla ilgilenmek olacaktır. 

 

İkinci aşamada, birinci aşamayla paralel yürütülmek üzere, içinde Arap ülkelerinin de olduğu Suudi Arabistan, Mısır, Fas, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn gibi ülkeler ile kimi bölge ülkelerinden oluşmuş “uluslararası koalisyonu” oluşturmaktır. Bu koalisyon, gelecekte imza edilecek “Bölgesel Normalleşme İttifakı”nın bir parçasını oluşturacaktır. Buna yükümlenecek görev; “Yeni Filistin Yönetimi” adı altında yeni bir “Heyet” inşa etmektir. Heyette Hamas’ın yeri, hatta şimdiki var olan FKÖ ve Başkanı Mahmut Abbas yönetiminden hiç kimse olmayacak. İşte o zaman Gazze üzerindeki İsrail sorumluluğu söz konusu şahıslara devredilecektir. Bu, askeri yönetimi lağvedilmiş (silahtan arındırılmış) yeni yönetim demektir. 

 

Bütün bunlara ek olarak İsrail, Gazze’ye müdahale ve “güvenlik” tedbirleriyle operasyon yapma hakkını saklı tutmaktadır. Yani Batı Şeria Yakası’nda olduğu gibi, “gerektiğinde” “terörist kalkışmaları” çökertmek ve “terörist kalkışmaların” alt yapısını çökertmek için operasyonlar yapabilecektir. 

 

“Gazze’de istikrar yaratılıp başarılı Yeni Yönetim” ertesinde, Batı Şeria’da açığa kavuşturulacak yönetsel biçim de “Yeni Yönetim’e” devredilecek. O zaman “terörü teşvik” eden Filistinlilerin eğitim sistemi ve müfredatı yeniden düzenlenecektir. Eğer bu proje düşünülen iki ya da dört yıllık zaman dilimi içinde başarıya ulaşırsa, işte o zaman İsrail parçalı haldeki Filistin’i “Filistin Devleti” olarak tanıyacaktır. Hatta İsrail, Filistin Devletinin hükmü altına inşa ettiği Yahudi göçmen konutlarını boşaltmadan kimi toprak bölümlerini verebilecek.  

 

İsrail, “tutsaklık” projesini sözde “iş adamları” şahsında hazır etmiştir. Bu proje isim verilmemekle birlikte Başbakan Netanyahu’nun en yakın yardımcıları tarafından hazır edilmiştir.  Yani biçimsel olarak projeye bir çeşit “tarafsızlık” rengi verilmek istenmiştir. Oysa bu proje, yüzyıllık bir zamandan beri İngiliz emperyalizmi ve Siyonizm’in baskı ve entrikalarıyla hayata geçirilmek istenen “Tevrati” projedir. Bunun uğruna Filistinlilerden milyonlarca insan “asli vatanlarından” göç ettirildi. Yüzbinlerce insan “devlet terörüyle” öldürüldü, yok edildi. Son olarak üç buçuk ayı geçen zamandır Gazze’de Filistinlilere “toplu imha” jenosid uygulanıyor. Göç, terör ve katliamlarla arzu edilen hedeflere ulaşılamadı, ulaşılamayacağına ilişkin kanaat oluştu. Onun için İsrail ve ABD, ortaklaşa -henüz askeri şiddetlerini sahadan çekmeden- sinsi sinsi tutsaklık planları üretme yollarına düştüler. 

 

İstenen, katliamlarla, göç ve yıkımlarla elde edilemeyen “hedefleri” siyasi manevralarla elde etmektir. Bölge gericiliği ile el ele “meşru vesayet” yaratılarak Filistin halkını “tarih boyu esir” almak arzulanmaktadır. ABD ve İsrail’in batılılarla birlikte askeri şiddetle “vatanları uğruna” ellerini büküp teslim alamadıkları “Filistin direnişi ve mücadelesini” tamamen söndürmek en büyük hedefleridir. Onun için siyasal, sosyal, eğitim, sanat ve iktisadi olarak Filistinlilerin hayatının tüm ayrıntılarına nüfuz edecek, ona yön verecek plan-projeler hep yapılacaktır. Sinsi plan-projeler hep yapıldı, yapılmaya da devam edecektir.  

 

Filistin halkı yüzyıldır “bedel” ödüyor, ödemeye de devam etmektedir. Geçen zamanda şimdikinden çok daha güçsüz iken zorbalığa, devlet terörüne teslim olmadı, meşru hak mücadelesini terk etmedi. Şimdi ise o, mücadele geleneği içinde büyük aşamalar katederek bugüne “Direniş Ekseni” ile birlikte ABD ve İsrail’i “hedeflerine ulaşamayacakları” derecede “hırpalayan” düzeye ulaşmıştır. Onun için bu saatten sonra, sinsi plan-projelerle bu halk uyutulamayacak, avutulamayacaktır. 

 

 Bu halk bileğinin gücüyle hakkını söküp kopararak alacaktır. Kaderini başkaları değil, kendi iradesi ve gücüyle belirleyecektir. 

Paylaş:

Yorumlar (0)

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!