Haydar Avşar
25 Nisan 2025, 16:09 | Ülke
SÖMÜRGECİ “DEMOKRASİ” YALANI: TÜRK-KÜRT İSLAMCILIĞININ EMPERYALİZMLE İTTİFAKI (Haydar Avşar)
“Libya’ya, Irak’a, Suriye’ye demokrasi götürüyoruz” diyerek milyonları katleden, halkların yaşamını tarumar eden emperyalist güçlerin kirli işgal ve yağma düzenine hâlâ “küresel demokrasi” adıyla meşruiyet kazandırmaya çalışanlar, açıkça emperyalizmin suçlarını temize çekmektedir. Libya’da yerle bir edilen halk iradesi, Irak’ta yıkılan devlet yapısı, Suriye’de paramparça edilen toplumsal dokular, emperyalizmin burjuva demokrasisi maskesiyle yürüttüğü vahşetin açık göstergesidir.
Ancak ne hazindir ki bu vahşetin karşısında durması gereken sol çevrelerin bazıları, emperyalizmin söylemlerini yeniden üretmekte, kendi ülkesinde “demokrasi” vaatleriyle yürütülen operasyonlara göz yummaktadır. Oysa bugün Türkiye’ye emperyalist müdahale ve iş birlikleri üzerinden bir “demokrasi” geleceğine inanmak, ancak Kürt ve Türk İslamcılarının ideolojik sentezlerinden türeyen bir hülya olabilir.
Tarihsel olarak Osmanlı’da Alman emperyalizminin yarı sömürgeci dayatmalarına “evet” diyenler Yeni Osmanlıcılardı. Bugün bu çizginin çağdaş izdüşümünde ise yalnızca Türk-İslamcılar değil, Kürt-İslamcılar da yer almakta. “Çözüm süreci” adı altında yürütülen AKP-PKK barış masası, aslında emperyalizmin Ortadoğu politikalarının bir uzantısıydı. Bu masa, barış değil, halklara karşı yeni pazarlıkların, yeni sömürü kanallarının kapısını araladı.
İdeolojik ve politik anlamda Sünni-İslamcı çürüme, Türkiye solunun önemli bir kesimini esir almış durumda. Demokratikleşme söylemiyle yürütülen her “barış” süreci, esas olarak halkları dinci-faşist çizgide buluşturmayı hedefleyen projeler olarak işlemektedir. Bugün Türkiye’de devrimci hareketin önündeki en büyük engellerden biri, bu Sünni-Türk-Kürt sentezci İslamcılıktır.
Bir yanda AKP’nin siyasal İslamcılığı, diğer yanda PKK’nin sağcı “devrimci” çizgisi, emperyalist projelerin yerli taşeronları olarak halkların özgürlük ve eşitlik mücadelesini zehirlemektedir. Bu kirlenme, sol hareketleri emperyalizmin gönüllü müttefikleri haline getirmekte, devrimci çizgiyi bulandırmaktadır.
Bilimsel sosyalist bakış, emperyalizmi yalnızca dış bir tehdit olarak değil, aynı zamanda içte onu meşrulaştıran ideolojik aygıtlarıyla birlikte teşhir etmeyi gerektirir. Bugün Türkiye’de emperyalizmin iç ittifak güçleri sadece AKP değil, aynı zamanda onunla çeşitli düzlemlerde “barış” yapan, demokrasi vaadiyle iş birliği kuran, bu düzene “ılımlı” muhalefet eden herkes ve her yapıdır.
Bu gerçekler ortadayken hâlâ “demokratik çözüm”, “barış süreci” gibi palavralarla emperyalizmin taşeronluğuna soyunanlara karşı, susmak ihanettir. Bilimsel sosyalistler, halkların gerçek özgürlük ve eşitlik mücadelesini, bu kirli ittifakların karşısında örgütlemek zorundadır.
Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yazarın Diğer Yazıları
- Kutsal Düzen ve Toplumsal Cinsiyet: Doğallaşmış İş Bölümünün Tarihsel İnşası ve Bütüncül Perspektif (Haydar Avşar)
- Burjuva Akademisinin “Çözülüş” Söylemi: İdeolojik Maskeleme ve Zor Yoluyla Tasfiye (Haydar Avşar)
- Demokratik Cumhuriyet, Burjuva Teolojisi ve Sınıfsal Süreklilik: Osmanlı’dan AKP Dönemine Bir Analiz (Haydar Avşar)
- Türkiye’de Patrimonyal Yapı, Sol-Sosyalist Hareketler ve Sınıfsal Birlik Sorunu: Prekarya Merkezli Bir Çözümleme (Haydar Avşar)
- Güvenlikçi Kapitalist Devlet: Norm ve Önlem Yüzleri Üzerine Kaşılaştırmalı Analiz (Haydar Avşar)
