Atak Logo

Atak Menü

Fikri Günay

Fikri Günay

24 Haziran 2025, 19:47 | Ortadoğu

ORTADOĞU’DA SON DURUM (Fikri Günay)

ORTADOĞU’DA SON DURUM (Fikri Günay)

 

Emperyalist sistemin 1900’lerden beri girdiği sürekli ve genel bunalımdan çıkamadığı bir kez daha kanıtlanıyor.

 

Kapitalist devletler, tekelci dönemlerine gelinceye değin -yani 1900’lere-Dünya’yı sömürgeler halinde hemen hemen kavga etmeden, güçlerine göre paylaşmışlardı.

 

Ama kapitalizm, doymak bilmeyen bir sistem olduğundan, dünyada sömürge olacak kara parçası kalmadığından, uydurma bahanelerle sömürgeci devletler, bir birlerine saldırarak, dünyayı iki kez aralarında savaşarak paylaştılar.

 

Sorun bitmiyor ki; “sıçramalı gelişim yasası” doğrultusunda, bir devlet diğerine yetişiyor, hatta geçiyordu.

 

Yani askeri ve ekonomik güç olarak gelişen ülkeler, daha çok kâr etmek için üretmekten ve tüketmekten başka özelliği olmayan kapitalist sistem, iradesi dışında, sürekli ve genel bir bunalım içinde olduklarından, yaklaşık on-on beş yıl aralıklarla, genel bunalımları krize dönüşüyordu.

 


İşte dünya savaşı veya paylaşım savaşı dediğimiz felaketler bundan kaynaklanıyordu.

 


Bu günlerde Ortadoğu’da yaşanılan, birinci paylaşımda pazarlarının altıda birini, ikincisinde üçte birini, sistemin kendi bünyesinden çıkan Sosyalist sisteme kaptırınca, kapitalist-emperyalist sistem içindeki çelişkiler, daha öncekilerden çok daha da derinleşerek meydana geldiğinden, alternatif sistemden, yani sosyalizmden korktuklarından ve kendi aralarındaki sürekli var olan çelişkiler, bir türlü savaşa dönüşmüyordu.

 

Üçüncü Paylaşım savaşının, günümüze değin çıkmaması; kapitalist-emperyalist ülkelerin aralarındaki üretim ve tüketim ilişkileri, yani üretim ilişkilerindeki tekelleşme, sanki aralarında anlaşarak -buna entegrasyon deniyor- dünya emekçi halklarını sömürüyorlardı.

 

Buna bir de, o dönemde sosyalist blok ülkelerinin yükselen ivmesini eklersek, üçüncü paylaşım savaşının, bu günlerde, canlı yayında izlediğimiz, “bir avuç” İsrail ile Ortadoğu’nun en köklü devletlerinden biri olan İran ile savaşına indirgendiğini daha iyi anlarız diye düşünüyorum.

 

Kapitalist devletler çeşitli biçimde kendilerine bağımlı hale getirdikleri ulus devletleri birbirlerine düşürüp, hem yeni silahlarını deniyorlar hem de kısmen de olsa biraz daha yaşayabilmek için –zira girdikleri sürekli ve genel bunalımdan çıkma şansları yoktur- zaman kazanıyorlar.

 

Kapitalist-emperyalist sistemin bu denli telaşa düşmesinin diğer bir nedeni de sessizce, uzak doğudan yükselerek gelen Japonya ve Çin ekonomisiydi.

 

İsrail’in ABD’nin desteği ile tüm Ortadoğu’da jandarmalık görevini devam ettirirken, İran biraz büyük lokma geldi ki, ABD bizzat devreye girince, Rusya’nın militarist başkanı da mırıldanmaya başladı.

 

Başta AB ülkeleri olmak üzere, tüm devletler “Üçüncü Paylaşım mı?” sorusunu sormaya başladılar.

 

Türkiye ve İran’a komşu veya yakın diğer ülkeler korkuya kapılıp, “iç cephe dış cephe” demeye başladılar.

 

Görünene dikkatle bakarsak, Türkiye gibi emperyalizme kurulduğundan beri göbeğinden bağımlı ülkeler, bugüne değin varlığını bile kabul etmedikleri Kürt ulusu ve diğer azınlık halklara şirin görünmek için göz kırpmaya başladılar.

 

Aynı güçlerin sıraya koydukları devletlerdeki, başta Kürt ulusu olmak üzere diğer azınlık halklar direnmeye başlayınca, -pratiğini Suriye’de gördük- herkesin beklediği üçüncü paylaşım savaşı, başlamadan bitti.

 

 

Türkiye’nin 23 yıllık iktidarını, şaşkın bir vaziyette PKK’nin kendini feshetmesi bile rahatlatamadığı iyice açığa çıktı. Çünkü bir ülkede faşizm varsa, emek sömürüsü ve halkların doğal olan haklarını almak için direnmelerini hiçbir güç engelleyemez.

 

Sandık demokrasisini bile, tüm devlet gücünü kullanarak rakiplerini saf dışı etmekte zorlanan AKP-MHP faşist yönetiminin günleri değil ama ayları sayılı demek yanlış olmaz diye düşünüyorum.

 

Fakat Türkiye’de potansiyel olarak artan demokrasi (devrim) güçlerinin düşünmesi gereken olgu, bu gücü toplumsal güç haline getirmektir.
Bunun nasıl olacağını ayrıca ele almak gerekiyor.

 

Herkese kolay gelsin..

Paylaş:

Yorumlar (0)

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!