Atak Logo

Atak Menü

Mihrac Ural

Mihrac Ural

06 Haziran 2025, 14:08 | Dünya

MÜRTED (Mihrac Ural)

MÜRTED (Mihrac Ural)

 

MÜRTED (مرتد), Arapça kökenli bir terim olup “dinden dönen” anlamına gelir. İslami terminolojide, İslam dinini kabul ettikten sonra bilinçli bir şekilde inkâr ederek veya başka bir dine geçerek dinden çıkan kişiye mürted denir. 

 

1. Açıkça İnkâr Edenler: 

 

  – İslam’ın temel inançlarını (Allah’ın varlığı, peygamberlik, ahiret gibi) reddedenler.   

 

  – “Artık Müslüman değilim” diyerek dinden dönenler. 

 

2. Dinî Hükümleri Alenen Reddedenler: 

 

  – Namaz, oruç, zekât gibi farzları inkâr edenler.   

  – Kur’an’ın hükümlerini tamamen reddedenler.   

 

3. Başka Bir Dine Geçenler: 

 

  – Hristiyanlık, Yahudilik, ateizm gibi başka bir inanca geçenler.   

 

4. Peygambere veya Dine Hakaret Edenler: 

 

  – Hz. Muhammed veya İslam’a küfredenler… MÜRTED sayılır. İslam dininin egemen olduğu çevrelerde 4 mezhep dışında kalanların tümüne MÜRTED diye suçlama yapılır. Olay sadece dinden dönüş diyerek atlanmaz, mürtedin kafası kesilmelidir diyerek de kanlı kıyım ortamı yaratılır. 

 

Bir Hıristiyan, bir Yahudi vb. farklı dinden olanlar MÜRTED değildir, dolaysıyla da kafasının kesilmesi diye sorunu yoktur. Bu günlerde yoğun olarak duyduğumuz MÜRTED suçlaması Aleviler ve Dürziler için kullanılmaktadır. Bunlar İslam dinine aykırıdır, denilerek öldürülmeleri, kadınlarının kaçırılması, mallarının ele geçirilip alınması meşru olarak görülmektedir. 

 

Buhari, bu konuların uzmanı olarak, Hz. Muhammed adına şu sahte söylemi aktarır; “Müslümanın kanı ancak üç şeyden birisi ile helâl olur; Zina eden evli, cana karşılık can, dinini terk eden ve İslâm toplumundan ayrılan kimse.” (Buhârî, Diyet, 6; Müslim, Kasâme 25; Ebû Davud, Hudud, I; Tirmîzî, Hudud, 15) 

 

“İslam toplumundan ayrılan kimse” öldürülür diyen kişi, Kur’an’ı ya hiç okumamış ya da İslam diniyle ilgili bilgi sahibi olmamış olandır. Kur’an’da ölçü, sana saldırana karşı saldırıdır, ötesi değildir. Bunun ötesinde saldırı haksızlıktır. Kur’an-ı Kerim’de Maide 32. Ayeti “Bir cana kıymaya veya yer yüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmamak kaydıyla kim bir cana kıyarsa sanki bütün insanları öldürmüş gibidir” demektedir. Bu kadar açık bir ayet sağı solu MÜRTED ithaliyle suçlayanlara yeterlidir. 

 

Ayrıca “dinde zorlama yoktur” (Bakara 256) deniyor. Bu ayet bile zorbalığa geçit vermez. Kim, ne olursa olsun “sizin dininiz size benim dinim bana” ( Kafirun 109) diye uyaran Kur’an dini, kimsenin kimseyi zorlamayacağı bir rahatlık dinidir. Bu ayetlere rağmen toplulukları katletme çabası tamamen siyasi amaçlıdır ve toplumsal açıdan en zararlısıdır. 

 

Kaldı ki, Alevileri MÜRTED sayıp onları siyasi ve sosyal açıdan mahkum etmek dinen yanlıştır. Onlar İslam dininin temel kurallarına uygun insanlardır. Allah tektir, peygamberleri Hz. Muhammed’dir, kitapları Kur’an’ı kerimdir, şehadetleri, zekâtları, hacları, namazları, oruçları normal tüm İslam topluluğuyla aynıdır. Geriye kalan yorumları İslam’ın mezheplerinde yer alan tüm mezheplerin farklı yorumları gibidir. Yorumlarda farklılık, Aleviler için Ehlibeyte övgü ve kutsamayla gündeme gelir. Hz. Ali’ye gösterilen yakınlık, onun çocukları ve torunlarını İmam olarak gösteren bağlılıkla ilgilidir. 

 

Aleviler her zaman İslam dinine inanan bir çevre içinde yaşadılar. Baskı ve zülüm altında kalmalarına rağmen inanç felsefelerini terk etmeden dinen Müslüman olduklarını açıkladılar. Dini bayramlarını ve diğer kutsal günlerini aynıyla diğer mezhepler gibi kutladılar. Yaşadıkları ağır baskılara rağmen, topluluklarının yaşadığı alanlarda kurulan camilerde namaz kıldılar. 

 

Aleviler, İslam dininin temel kurallarına her zaman uydular ve laikliği savundular. Din işlerini devlet işlerinden ayırmayı temel aldılar. Din kuralları modern topluluklarda kendine has ortamlarda geçerlidir. Sosyal adalet ve kurumlaşmada insan toplulukların yaşamı düzenlemede kıstaslar oldukça farklıdır. Bu nedenle din kayıt ve koşullarının uygulanması farklı olacaktır. Aleviler bu açıdan da dine özgün bir yaklaşım getirirler. Bu durumda dine ait tüm yaklaşımları özgündür ve koruma altındadır. 

 

Dürziler için de aynıyla bu söylemi tekrar edebiliriz. Onların da tanrısı birdir, peygamberleri Hz. Muhammed’dir, kutsal kitapları Kur’an-ı Kerim’dir, diğer tüm yaklaşımları İslam dini gereğidir. Yorumlarına gelince, her mezhebin kendi yorumcuları olduğu gibi onların da özgün yorumcuları bulunmaktadır. Nasıl ki mezhepler arasında farklılar bulunuyorsa bunlarla da farklılıklar bulunabilir. Yorumlar arasında yer alan farklılıklar onların da İslam dininden olmadıkları anlamına gelmez. 

 

Aleviler ve Dürziler asla MÜRTED değildir. İslam’ın temel kurallarına uyan mezhepsel farklılıkları olan topluluklardır. Ancak onları suçlayanlar suçladıkları cürmün uygulayıcılarıdır. Bunu anlamak için Colani’nin yaptıklarına bakmak gereklidir. Colani, sakalını kısaltıp kravat taktı ve dünyaya, değiştiğini anlattı. Ama gerçekte böylesi bir değişim olmadı. IŞİD’çilerle alttan alta görüşmeler yapıyor ve onlara “bize zaman tanıyın, şimdilik Avrupa devletleri ve ABD’yi engellemek istiyoruz, bunun için çalışıyoruz, biz sizlerleyiz, sizinle düşmanımız İsrail’le mücadele edeceğiz” diyerek nasıl bir iki yüzlülük içinde olduğunu göstermektedir. Colani Batılı güçlere “artık ben sizden oldum, eski hallerimden bir şey bırakmadım, İslami siyasal boyutta hiçbir sorunum kalmadı, ben döndüm” diyerek MÜRTED olduğunu ilan etmiştir. O, ikiyüzlülükle iktidarını koruma telaşı içindedir. İslami hiçbir özelliği kalmamıştır. IŞİD’çilere söylediği sözler ile Batılı güçlere gösterdiği halleriyle o artık bir dönmedir. MÜRTED olmak böylesi durumlarda açığa çıkar ve Colani bu haliyle MÜRTED’dir. 

 

Suriye’de hakim olan İslam mezhebi Hanefilik ve Şafiiliktir. Bu mezheplerde önemli dini liderler yetişmiştir. Bu mezheplerin alimleri diğer azınlık toplumlarına karşı oldukça saygındırlar. Birlikte yaşamaya karşılıklı saygı çerçevesinde olmaya çalışırlar. Bu denge Suriye’nin İslam alemi içinde saygın bir yer edinmesini sağlamıştır. Suriye İslam’ı oldukça özgündür. Colani, Suriye’deki İslam’a karşı aşırı sağcı terörist olan Selefi yorumunu dayatmaktadır. Suudilerin bile değiştirmeye kalktıkları bu Selefi yorumu, bu herkesi düşman sayan eli kanlı yorumu dayatmaktadır. Bunlara Selefi terörist denmektedir. Suriye toplumsal dokusuna aykırı olan bu yorum asla kabul görmeyecektir. Suriye şeyhleri Halep, Hama, Şam kentlerinde çok ciddi tutum almaya yöneldiler. Colani bunların devletteki görevlerine son verdi ve ağır ekonomik sorunlar içine gömdü. Ama sıkıntılar ne derecede olursa olsun Suriye’nin şeyhleri bu zulme karşı kararlıca direnmeye yöneldiler. Colani korkakça kendi emirlerini uygulamaya çalışmaktadır. Bu onun MÜRTED biri olduğunu sonuna kadar gizleyemeyecektir. 

 

MÜRTED olanlar Aleviler ve Dürziler değildir, onları suçlayanlardır. Bu haksız suçlamanın siyasi sonuçları bulunmaktadır. Alevileri ve Dürzileri sosyal yaşamdan uzaklaştırmak, fırsat buldukça da katletmek… dinen bulunan reçete budur. Ancak bugün Suriye’de Alevilerin ve Dürzilerin kararlı direnişçiliği gerçekten MÜRTED olanlara bu fırsatı vermeyecektir. Kürler ve Dürziler elde silah direnerek bu MÜRTED kişilere prim vermedikleri gibi Aleviler de direnerek tavır koyarak haklı sonuçlara varacaktır. Suriye kaynayan kazan olarak bu süreci atlatacaktır. Eski rejimi de aşıp düzlüğe varacaktır.  Suriye tüm kesimlerin haklı sonuçlar elde edebileceği federatif sisteme uzanacak ve yeni Suriye böyle inşa edilebilecektir. 

Paylaş:

Yorumlar (0)

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!