KÜRTLER VE FİLİSTİNLİLER (Mihrac Ural)

Filistinliler ve Kürtler tarihin en mazlum halkları olarak coğrafyamızda yer alıyorlar. Her ikisi de acımasız bir baskı ve zülüm altındadır. Her iki halk da zalim egemenler tarafından baskı ve zulme maruz kalmaktadır. Bu iki halkın kurtuluş mücadelesi her türden araçla sağlanmaya çalışılmaktadır. Kürt halkı Türk devleti tarafından amansız bir zulme maruz kalmışken Filistin halkı da İsrail devleti tarafından acımasızca  ezilmektedir. Hiç bir güç, bu halkların amansız bir mağduriyet altında inlediğinden şüphe duyamaz. Her iki halk birbirinden farklı yollardan kurtuluş mücadelesini yürütürken hala zulmün kılıcı altında amansız bir soykırıma maruz kalmaktadır. 

Gazze 15 gündür acımasız bir baskı altında inlemektedir. Arap medyasında TV spikerleri başta olmak üzere tüm sözcüler eline nerede bir sözsel aktarımı yapabilme olanağı varsa orada Filistinlilerin çektiği acıları dile getirdiler. Bu acının Hamas güçlerince temsil edildiğini de dile getirdiler. Hamas’ın yaptığı eylemi haklı buldular. Hamas’ın yanı sıra tüm örgütlerin katıldığı bu direniş savaşını sonuna kadar desteklediklerine tanıklık ediyoruz. Hiç kimsenin aklına bu örgütlerin terörist olduğu gelmemiştir, ki gerçek de öyledir, bu örgütler direnme örgütleridir ve asla terörist değildir. Aynı koşullar Kürtler için neden geçerli değildir? 

Bir daha ele alalım, görülecektir ki Kürtlerin on yıllardır bölgemizde acımasız katliamlara maruz kalmalarına karşın dile getirdikleri acının Filistinlilerin acılarından anlam ve biçim açısından da hiçbir farkı yoktur. Kürtler siyasal sahada oldukları kadar savaş sahasında da yerlerini almaktadırlar. Defalarca da barış çağrıları yapmıştır. “Çözüm Süreci” başlığı altında gelişen süreçte Erdoğan’ın hilesini görmüş buna rağmen barış adımlarını ihmal etmemiş yeniden gündeme getirmiştir. Başkan Öcalan’ın her defasında uzattığı barış çiçekleri, ayaklar altına alınmış ve Kürt halkı büyük katliamlara maruz kalmıştır. 

Filistin halkı kadar Kürt halkı da dünyanın tüm liderleri tarafından aşağılık yollarla eleştirilirken hak taleplerine karşı da saldırıda bulunulmaktadır. Türk devletine de tıpkı İsrail devletine destek verildiği yollardan ve yüksek düzeyde destek verilmektedir. Bu da mazlum Kürt halkının Filistin halkı gibi acımasız baskılar altında kalmasını getirmektedir.  

Bu benzerlik her boyutuyla TV kanallarıyla ve diğer medya etkinlikleriyle farklı tanımlamalarla ifade edilmektedir. Bu konuda Türk TV’leri çok feci bir düzeyde yayın gerçekleştirmektedir. Hamas ve diğer Filistin örgütlerini Filistin halkının kurtuluş mücadelesini yürüten kurtuluş örgütleri olarak tanımlarken  PKK’yi “terörist” bir örgüt olarak tanımlıyorlar. PKK ezilen Kürt halkının en kapsamlı ve en güçlü kurtuluş mücadelesini veren örgüt olması, Hamas’ın Filistin halkının kurtuluş mücadelesini veren örgüt olması gibidir. Nasıl olur da ahlaksızca suçlamalarla PKK tanımlanır? 

Bize ve hareketimize göre, bu gün Filistin halkının mücadelesini vermekte olan ve hepimizin gönül bağıyla desteklediği Hamas ve diğer örgütlerin konumu, Kürt halkının kurtuluş mücadelesini veren PKK ile aynıdır. Bunlar arasında hiç bir fark yoktur. Bu farksızlığın bilincinde olmak insan hakları mücadelesinin temel algısıdır. Bu algıdan yoksun olanlar, bu farklılığı yapanlardır. Filistin halkı elbette ki galip gelecektir, bu galibiyet Kürt halkı için de geçerlidir. Bu iki halkın omuz omuza olması gerekmektedir. Hiç bir halk ayrıştırılamaz. Bizler Kürt halkına desteğimizi verdiğimizde Filistin halkına olan destekle de aynı şeyi yapıyoruz. Bu iki halkın birbirine benzerliği 21.yy’da devletsiz yaşamaya mahkum edilmeleriyle belirginleşmektedir. Bu ölçüde birbirine benzeyen bu halkların tüm yapıları ve kurtuluş mücadeleleri birbirine benzemekte ve buna her onurlu insan destek vermektedir. 

Bizlerde hiçbir ayrım gözetmeden iki halkın kurtuluş mücadelesini yürüten örgütlerine de destek vermeye devam edeceğiz.  (28 Ekim 2023)