Atak Logo

Atak Menü

Mehmet Güzel

Mehmet Güzel

23 Kasım 2024, 02:08 | Dünya

KÜRESEL SAVAŞA KARŞI KÜRESEL DİRENİŞ (Mehmet Güzel)

 

Savaşları bitirme vaadiyle ABD seçimlerini kazanan Trump’ın, özellikle Ukrayna savaşında durumu değiştirecek hamleleri yapması beklenirken bu cephede önemli gelişmeler yaşanıyor. Trump’ın görevi devralmasına iki ay kala Biden yönetimi Ukrayna savaşında kritik adımlar atarak savaşı bir üst boyuta taşımış oldu. 

 

16 Kasım 2024’te ABD, daha önce Ukrayna’ya vermiş olduğu uzun menzilli Atackms füzelerini Rusya topraklarının içlerine karşı kullanma izni verdi. 19 Kasım’da ise Ukrayna 300 km menzilli bu füzelerden 6 tanesini Rusya’nın içlerindeki hedeflere doğru ateşledi. Rusya bunların beşini havada imha etti. Altıncısı ise vurulup hasar görmesine rağmen parçaları askeri üsse düşerek yangına neden oldu. 

 

ABD’nin bu adımıyla, NATO ile Rusya arasında cereyan eden Ukrayna savaşında asli güçler olan ABD, İngiltere ve diğer Avrupa emperyalist ülkeleri daha belirgin olarak kendilerini göstermiş oldu. Ve bu adım, 1000 gündür belli bir düzlemde devam eden bu savaşın bir üst kademeye sıçramasına neden oldu. 

 

19 Kasım 2024 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Putin, daha önce hazırlanmış ve dünya kamuoyuna duyurulmuş olan Rusya’nın yeni nükleer doktrinini imzaladı. Bu doktrine göre; 

  • Nükleer olmayan bir devletten gelen herhangi bir saldırı, nükleer bir güç tarafından desteklenirse Rusya’ya karşı ortak bir saldırı olarak kabul edilecek. 
  • Rusya’nın egemenliğine yönelik kritik bir tehdit durumunda bile nükleer silah kullanılabilecek. 
  • Yeni doktrin konvansiyonel silahlarla yapılacak saldırıları, Belerus’un hedef alınmasını, askeri uçakların, seyir füzelerinin ve İHA’ların Rusya sınırları içinde kitlesel saldırılarını dahil ediyor. 

 

Putin Rusya’nın yeni nükleer doktrinini imzaladıktan sonra 21 Kasım’da Ukrayna, bu sefer İngiltere-Fransa ortak yapımı Storm Shadow uzun menzilli füzelerle Rusya’nın içlerine doğru saldırı yaptı. Bu hareketiyle Batı emperyalistleri, Rusya’nın yeni nükleer doktrinini ciddiye almadıkları ve bunu bir blöf olarak değerlendirdikleri mesajını vermiş oldular. Ya da bu tırmanmanın olmasını zaten kendileri istediler. 

 

Bu hamleye karşı Rusya, ciddiyetini gösteren bir karşı hamleyle karşılık verdi ve Ukrayna’nın Dnipro kentinde bazı hedeflere nükleer başlık taşıyabilen ve aynı anda 12 ayrı hedefi vurabilen Oreşnik adı verilen yeni orta menzilli hipersonik füzelerle saldırı yaptı. Kullanılan bu füzeler Batı ülkelerinin hiçbir hava savunma sistemi tarafından yakalanamayacak ve hedefe ulaşması mevcut sistemlerce engellenemeyecek olan hipersonik füzelerdir. Rusya bu saldırıyla Batılı emperyalist ülkelere, dünyanın herhangi bir yerindeki askeri varlıklarını nükleer veya konvansiyonel silahlarla vurma kapasitesine ve ciddiyetine sahip olduğunu gösterdi. 

 

Bu gelişmeler nasıl okunmalı? 

 

Özellikle Ukrayna savaşını bitirme iddiasıyla seçilmiş olan ABD’nin yeni Başkanı Trump görevi devralmadan yapılan bu tırmandırma atakları ABD ve İngiltere’nin kurumsal devlet politikalarının devrede olduğunu gösteriyor. Daha önceden planlanıp yürürlüğe sokulan ve şu anda uygulamada olan savaş politikasının yönetime gelecek olan Başkana bağlı olmadığını ve Trump yönetime gelip bu politikayı değiştirmek istese dahi kurumsal devlet iktidarının buna izin vermeyeceğinin sinyalini veriyor.  Gerek ABD gerekse de Avrupa emperyalist ülkelerinin kurumsal devlet politikalarını belirleyen en önemli güç silah sanayi sermayesidir. Bu son tırmanışla birlikte Trump’ın oğlu Donald Trup Jr, bu gerçeğe işaret etti ve Biden’in savaşı bir üst boyuta taşıyan kararına tepki olarak verdiği mesajda “Askeri-endüstriyel kompleksi, babam barışı sağlamadan önce 3. Dünya Savaşı’nı başlattığından emin olmak istiyor gibi” ifadelerini kullandı. Sol cenah tarafından kullanılan ve ABD devlet politikasını elinde bulunduran güçlerin kim olduğuna işaret eden böylesi ifadelerin Trump’ın büyük oğlu tarafından kullanılması önemlidir. 

 

Trump’ın politikası elbette nihai olarak kurumsal devlet politikasına aykırı olmayacaktır ve aynı hedefe doğru yol alacaktır. Ancak nihai hedef olan Çin’e karşı konumlanma stratejisine giden yolda farklı taktiklere yönelmeye bile devlet politikasının müsamaha göstermeyeceğinin işaretleri verilmeye başladı. Bu mesajlarla ve hatta seçim öncesinde Trump’a yapılan suikast girişimleriyle silah sanayi sermayesinin Trump’ı, aklına estiği gibi politika yürütmesine izin vermeyeceğini gösteriyor. Bu durum, Trump’ın iş başına gelmesiyle Ukrayna savaşının bir şekilde sonuçlanacağı beklentisini boşa çıkartabilir. Hatta tam tersine savaş üst boyutta küresel bir düzeye bile sıçrayabilir. 

 

ABD ve İngiltere, şu ana kadar Rusya’nın attığı adımlarda ciddiyetini yeterince görmüş olmalılar. Rusya, dediği ve uyardığı her konuda adım atmaktan çekinmedi. Ukrayna savaşına girmiş olması başta olmak üzere savaş ile ilgili attığı her adımı istemediği ve buna zorlandığı için, öncesinden uyararak atmıştır. Şimdi de Batı adım adım savaşı küresel boyuta doğru taşımaya çalışıyor. Rusya ise buna hazır olduğunu, zorunlu kaldığı her adımı atmaktan çekinmeyeceğini gösteriyor.  

 

Ben şu anda 3. Dünya Savaşı’nın kendine özgü, seyreltilmiş halde bölgesel savaşlarla devam ettiğini düşünenlerdenim. Dünyanın tüm alanlarındaki gerek sıcak savaşlarda gerekse de ekonomik ve siyasi rekabetlerde dünyanın her iki kutbundaki tüm ülkeler karşı karşıya çatışıyor. Her olayda bütün taraflar yer alıyor. Bu haliyle 3. Dünya Savaşı bölgesel düzeyde devam ediyor. Ancak Batı emperyalist ülkeleri bunu küresel boyuta taşımaya çalışıyor. Küresel boyuta taşınacak olan savaşta nükleer silahların kullanılma olasılığı ise çok güçlüdür. Birçok kişinin zannettiği gibi nükleer silahın kullanılması illaki bütün dünyanın yok olması sonucu yaratmayabilir. Taktiksel nükleer silah kullanımı, sınırlı sahada ve sınırlı düzeyde etki yaratacak şekilde kullanılabilir. Örneğin bir kasabanın, bir cephe hattının, bir büyük askeri kompleksin alanı ile sınırlı kullanım mümkün olduğu gibi büyük kentlerin imhası amacıyla da kullanılabilir. Her nasıl ve ne düzeyde kullanılırsa kullanılsın insanlık ve doğa için felaket olan bu silahın kullanılması ihtimalinin çok ciddi olarak belirginleştiği bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. 

 

Putin Rusya’nın yeni nükleer doktrinini imzalamış olmasına ve ABD-İngiltere ikilisinin önderliğindeki Batı emperyalist kampın tüm kışkırtmalarına rağmen Rusya’nın nükleer silahları taktiksel düzeyde bile olsa kullanmakta acele etmeyecektir. ABD ve İngiltere füzeleriyle Rusya’nın içlerine yapılan son saldırılar Rusya’nın yeni nükleer doktrinine giriyor. Ama Rusya şimdilik yanıtını Ukrayna içindeki hedeflere yaptığı saldırılarla vermiş oluyor. Ancak kullandığı füze türleri ve kabiliyetleriyle ABD ve müttefiklerine, ‘ateşle oynamayın, beni yakmaya kalkarsanız ben de sizi yakarım’, mesajını verdi. Rusya bütün kışkırtmalara rağmen Trump’ın görevi devralacağı sürece kadar savaşı küresel boyuta taşımak isteyen hamlelerin oyununa girmekten kaçınacak ve Trump’ın savaşı diplomatik yollarla bitireceği iddiasına şans tanımak isteyecektir. Ancak Trump’ın bunu ABD kurumsal devlet politikasına rağmen başarıp başarmayacağı çok şüpheli görünüyor. 

 

Ukrayna sahasında cereyan eden NATO-Rusya savaşı bir şekilde diplomatik yollarla sonuçlansa dahi dünyamız küresel savaş tehlikesinden uzaklaşmış olmayacaktır. Bu sefer Ortadoğu’da bölgesel ve Hint-Pasifik alanlarında küresel savaşın kapıları zorlanacak. Esas kıyamet Ukrayna cephesinde kopmazsa Pasifikte Çin cephesinde kopacak gibi görünüyor. 

 

Bu yakın veya uzak ama kaçınılmaz gibi duran tehlike insanlığın tümünü ve insanlığın yaşamını sağlayan doğamızı doğrudan tehdit eden bir niteliktedir. Bu tehlikeye karşı bütün insanlığın harekete geçerek emperyalist ülkelerin bu çılgınlığına dur demesi gerekir. Başta devrimci güçler olmak üzere ama her toplumsal kesim ve siyasi yelpazeden olan bütün insanlık emperyalizmin bu çılgınlığı önünde bir set çekmelidir. Küresel savaş tehlikesine karşı insanlığın küresel direnişi örülmelidir. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin, emperyalist ülkelerin egemenliği ve akıl almaz tehditlerine rağmen İsrail Başbakanı Netenyahu ve eski Savunma Bakanı Galant hakkında verdiği yakalama kararı bu amaç doğrultusunda küçük de olsa bir umut yaratıyor. İnsanlığın ortak vicdanı emperyalist saldırganlığa ve küresel yıkıma karşı dikilebilir. Bu konuda en büyük sorumluluk dünya gençliğine düşüyor. En dinamik ve atılgan kesim olan gençlik, küresel boyutta savaş karşıtı etkin eylemlerin fitilini ateşleyebilir. Böyle bir durumda yaklaşan savaşın alazını hissedecek olan halklar gençliğin yaratacağı savaş karşıtı küresel harekete dahil edilebilir. Yıkıma karşı parola; Küresel savaşa karşı küresel direniş! 

Paylaş:

Yorumlar (0)

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!