Mehmet Güzel
08 Haziran 2024, 16:57 | Edebiyat - Öykü - Şiir - Anı - Anlatı
Kemal Bayram Anısına!.. (Mehmet Güzel)
Kemal Bayram’ın hayatı ile ilgili aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.
Kemal Bayram 1952 doğumludur. Aslında 1953 yılında dünyaya geldi ama bir yıl önce doğup Kemal adıyla nüfusa kaydedildikten sonra vefat eden abisinin kimlik bilgileriyle 1952 tarihine kayıtlı olarak yaşamaya başladı. Böylece Kemal Bayram, doğar doğmaz resmiyette bir yaşındaydı!
Antakya’nın Yaylacık köyünde dünyaya geldi. Babası kolcu, yani orman görevlisiydi. Köyde okul yoktu ve 1968 yılına kadar Yaylacık köyünde okul açılmadığı için köyde okuma yazma da yoktu. Babasının kolcu olması nedeniyle Antakya’nın değişik köylerine görevli olarak tayin edilmesi sayesinde Kemal Bayram ilkokul okuma olanağı bulabildi. Ama ilkokul boyunca babasının görev yerinin sürekli değişmesi nedeniyle birçok okul değiştirmek zorunda kaldı. Köyünün neredeyse tek okuyanı kendisi olduğu için köyün tüm mektuplarının okuyucu ve yazıcısıydı! Ardından Ortaokulu bitirip Öğretmen okulunu okudu.
Daha çocuk yaşta toplumcu davranış refleksleri gelişti. Haksızlığa uğrayanların haklarını, haksızlığa maruz kalandan daha fazla savunur bir davranış içerisine girerdi.
Çocukluk yıllarında Kemal Bayram’ın köyü Yaylacık, tutucu ve hatta bağnaz bir köy sayılırdı. Ama babası köyün bu genel yapısından farklı olarak demokrat ve aydın bir bakış açısına sahipti ve köyde CHP’ye oy veren tek kişiydi ki, o dönemde Yaylacık köyünde CHP’ye oy vermek, önemli bir “solculuk” göstergesi sayılıyordu. Babasının bu demokrat kişiliği Kemal Bayram’ın kişiliğinin şekillenmesinde de önemli bir paya sahipti.
Kemal Bayram Ortaokulu bitirip Öğretmen okuluna başladığı 1968’de dünyada ve Türkiye’de devrimci hareket büyük bir yükseliş halindeydi. Kendisi de Öğretmen okulunda sol düşünceyle tanıştı. 1970’lerde Dev-Genç çizgisindeki Dev-Lis Mersin şube yönetiminde yer aldı. Bu yıllarda Mahirler ve Denizlerin mücadelesinden etkilendi. 1972’de mezun oldu ve Urfa’da öğretmen olarak göreve başladı.
Göreve başladığı Urfa’da TÖB-DER’de Dev-Genç’li bir grup arkadaş olarak birlikte hareket ediyorlardı.

1974’te Antakya’ya geldi ve öğretmenlik görevine burada devam etmeye başladı. Bu arada Kızıldere katliamı yaşanmış, Denizler idam edilmiş ve ülke genelinde iktidara karşı büyük bir tepki oluşmuştu. Devrimci kabarma ülke genelinde yükseliş halindeydi. Antakya’da Kemal Bayram ve iki yoldaşı daha bir komite kurdular ve devrimci mücadeleye iradi olarak bir komite hiyerarşisi ile güç ve yön vermeye başladılar. Komite kurup mücadeleye örgütlü bir müdahale ile yön vermeye başlayınca devrimci saflara gençler akın akın katılmaya başladı. Öylesine ki, devrimci saflara katılan gençleri eğitme ve mevzilendirmeler yapmaya kadro anlamında yetişemez oldular. Bütün ülkede devrimci mücadele yükseliş halindeydi ama Antakya ve genel olarak güney bölgesi Türkiye ortalamasının çok daha üzerinde bir devrimci örgütlülük içerisindeydi.
1974’te Antakya’da büyük bir miting örgütlediler. “Alevi Sünni Bir Olsun; Faşizm Kahrolsun!” sloganıyla faşizmin bölge halkını birbirine düşürmesine karşı halkı uyardılar ve örgütlülüğe çağırdılar. Bu mitingde kentimizin ileri gelen şahsiyetleri arasında olan Zeki Ural, Beşir Kanmaz ve Derviş Çiler kortejin başında yer aldılar. Bu da mitingin tam anlamıyla bir halk mitingi olmasını sağlamıştı.

Antakya TÖB-DER öğretmen örgütlenmesi ve mücadelesinde ve genel olarak ülke devrimci mücadelesinin yükseltilmesinde Kemal Bayram, yoldaşlarıyla beraber aktif ve profesyonel olarak örgütlü mücadeleyi yükselttiler.
Yerelde öğretmen örgütlenmesi dışında Tek Yol Devrim ve ardından Cephe dergileri çalışmalarını yoldaşlarıyla beraber yürüten Kemal Bayram, TÖB-DER kapsamında da öğretmen örgütlenmesiyle beraber “Antakya TÖB-DER Şubesi” dergisi yayınlamaya başladılar. Antakya’daki bu yerel yayın bir ara o kadar etkili oldu ki, TÖB-DER genel merkezinin çıkarttığı merkezi yayından daha fazla basılıp dağıtıldı. Gerek TÖB-DER örgütlenmesinde gerekse de TÖB-DER’in yayın organının bu kadar etkin ve yaygın olmasında, hiç kimseyi dışlamayan, herkesin kendini bu ortak hedefler içerisinde iradesinin yansıdığını hissetmesini sağlayan bir yönetim anlayışının etkisi çok büyüktür. Bir başka önemli etki de bütün örgütlü öğretmenlerin fedakarca ve azimle mücadele içerisinde olmaları ve örgütlülüğü temel almalarıdır. Kolektif çalışma kolektif başarıyı doğurmaktadır.



1978’de Antakya’da Eğitim Enstitüsü öğrencisi Süham Över faşistler tarafından katledildi. Süham Över’in cenazesi, çevre köyleriyle birlikte bütün Antakya halkının sisteme öfkesini yansıttığı kitlesel bir mitinge dönüştü. Antakya, tarihindeki en mahşeri kalabalık kitle gösterisine tanık oldu, hem de kentin kalbinde, köprübaşında! Bu mahşeri kalabalık kitleye Kemal Bayram yüksek bir kaideye çıkarak hitap etti. Dönemin İl Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul Kemal Bayram’ı inmeye ikna etmek için neredeyse yalvarmıştı. Ama Kemal Bayram halkın faşizme karşı coşkun öfkesinin tercümanı olan konuşmasını yapmış ve halka tek kurtuluş yolunun nasıl olacağını açıklayan konuşmasını ısrarla yapmıştı.

Kemal Bayram bir defasında Yayladağ’dan Antakya’ya gelirken dağın yamacında büyük boyutta yazılmış olan “Umudumuz Ecevit” sloganının silinip “Umudumuz Devrim” olarak değiştirildiğini görmüş ve bundan çok etkilenmiş. Bunun etkisiyle daha sonra oğlu doğduğu zaman ismini Umut Devrim koymuş!
1978’de Aralık Maraş katliamından sonra aynı katliamın Antakya’da da yapılma girişimine karşı önlem almak için Kemal Bayram, bütün yoldaşlarıyla beraber büyük bir mücadele içerisinde oldular. Alevi veya Sünni farkı gözetmeksizin Antakya’nın bütün köylerini dolaştılar, halkı böylesi bir tehlikeye karşı uyardılar ve gereken her önlemi aldılar. Bu sayede sahnelenmesi kesin olan bir senaryoyu büyük bir ustalıkla engellediler.
12 Eylül öncesinde bir süre tutuklanmış ve Antakya eski tip cezaevinde kalmıştı. Tahliye edildiği zaman polisler onu yeniden gözaltına almak üzere cezaevinin önünde bekliyorlardı. Bunun üzerine Kemal Bayram cezaevine geri dönmüş, birkaç gün daha kalmış, uygun bir zaman bulunca cezaevinden çıkmış. Bugünkü koşullarda mümkün olmayan böyle bir şeyi o zamanın koşullarında cezaevinde kurmuş oldukları otorite sayesinde yapabilmişlerdi.
12 Eylül faşist askeri darbesi ülke üzerine bir karabasan olarak çöktüğünde Kemal Bayram aranıyor ve Silivri’de bir arkadaşının evinde kalıyordu. Uygun bir zamanda sahte kimlikle Silivri’den Antakya’ya geldi. Yoldaşları tarafından Suriye’ye geçirildi. Suriye ve Lübnan’da 12 Eylül faşist cuntası tarafından arandığı için yurtdışına çıkmak zorunda kalan yüzlerce devrimcinin eğitimi ve mevzilenmesiyle ilgilendi.




O, ülkede devrimci mücadelenin içinde bulunduğu parçalanma ve dağınıklığın giderilmesi ve devrimci güçler arasında birlik ve dayanışmanın sağlanması için yoldaşlarıyla birlikte yoğun çaba gösterdi. Kimi dönemler bu konuda somut sonuçlar elde edildiyse de bu kazanımlar kalıcı hale getirilemedi.
Kemal Bayram yurtdışına sefa sürmek için çıkmadı. Tam tersine, faşizmin eline esir düşmeden mücadelenin gereklerini yerine getirmek için çıktı. Bu bağlamda yurtdışına çıktıktan ölünceye kadar örgütlü yapısı içerisinde bir sorumlu olarak gerek Ortadoğu’da gerekse de Avrupa’nın bütün ülkelerinde hatta Kuzey Kore’de devrimci mücadelenin gereklerini fedakarca yerine getirdi. Birlikte yola çıktığı yoldaşlarıyla birlikte halkının ve ülkesinin kurtuluşu için sonuna kadar omuz omuza, yürek yüreğe olmaya devam etti. Her zaman doğrularının arkasında durdu ve inandıklarını keskin hatlarıyla savundu. Yalpalamadı, tökezlemedi, konforlu yaşamın cazibesine kapılmadı. İlkelerinin dosdoğru savunucusu oldu. Türkiye ve Kürt hareketinin bütün lider kadrolarıyla yolları kesişti, hepsiyle ülkenin kurtuluşu üzerine kafa yordu. Kemal Bayram ve yoldaşlarının devrimci karakter ve doğru duruşu Ahmet Kaya’yı cezbedip “ben siyasal hareketimi sizde buldum” demesini ve yolunu onlarla birleştirmesini sağladı.




Kemal Bayram ülkesinin kurtuluş mücadelesi için son nefesine kadar yoldaşlarıyla beraber olmaya devam etti. Onun ömrü halkının ve ülkesinin özgürlük ve kurtuluş mücadelesine adanmış bir ömürdür. O hem okul sıralarında hem de mücadele mevzilerinde yüzlerce öğrenci yetiştirmiş örgütlü devrimci bir öğretmendir. Anıları ve mücadelesi yoldaşlarının sorumluluğunda devam edecektir.


Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
