Mihrac Ural
14 Ocak 2024, 17:21 | Dünya
HEZİMET HALİNDE OLAN TÜRKİYE (Mihrac Ural)

Kim kimin ağzını susturuyor? Kim kimin gücünü sınayıp yok ediyor? Memleket bu konuları tartışıyor. Özellikle devlet PKK’ye karşı alabildiğine sert üslupla saldırırken bu söylemleri başta tutuyor. Gerçek nedir, bunu bilmek için devletin propagandasına değil, verilerin gerçekliğine bakmak gerekiyor.
Yaklaşık olarak son 45 yılda Kürt halkının anlamlı mücadelesi ve ortaya serdiği duruşun güçlenerek ilerlediğine tanıklık yapıyoruz. PKK önderliğinde süren bu yükseliş siyasal, sosyal, ekonomik alanların tümünde anlamlı bir büyüme ve kapsayış içermektedir. Her alanın kendi içinde bağımsızca geliştirdiği ivme, bu alanların tümünde devlete karşı başarılı olduğunu göstermektedir. PKK’nin devlete ve onun tüm etkinliklerine karşı gösterdiği başarılı direnme, Kürt halkı nezdinde de etkin bir kabul görmektedir. Buradan görülüyor ki Kürt halkı etkince PKK’nin büyümesine ve güçlüce her alanda yer almasına yol açıyor. Sadece siyasal sahada kazandığı milletvekilli sayısı gittikçe 100’e doğru yükselmektedir. Bu süreçte devletin, ‘PKK’nin sesini susturduğu, kuvvetlerini ezdiği’ iddiasıyla yaptığı propaganda, karşılığı olmayan beyhude bir çaba olmaktadır.
Devletin kendinden menkul propagandası, PKK’nin gittikçe yükselen ve yükseldikçe kapsayıcı olan duruşuna hiç etki etmediğini görmekteyiz. 45 yıl içinde gerileyen, çözülen, her açıdan kaybeden taraf devlet olmaktadır. Bu son günlerde yine aynıyla devlet “ezdim, yakaladım, öldürdüm, kıstırdım vb.” söylemleriyle PKK’ya karşı ifadelerde bulundu. Ancak aradan 20 gün geçmedi ki PKK, ikinci kez saldırıya geçerek devletin tarihsel yalanlarına, sahtekarca söylemlerine sert bir tokat daha indirdi. Bu kez 9 ölü 4 yaralı olduğu söylenen baskın, devletin yalanlarını açığa vuruyordu. PKK bir kez daha, kışın eylem yapmayan, gittikçe gerileyen, iddiaları da yerle bir eden baskın yapma kapasitesine sahip olduğunu göstermiş oldu.
Şimdi oturup bir düşünelim, bu eylemler Irak ve Suriye’de gerçekleşiyor. Türkiye’nin bu ülkelerde işi nedir? Buna verilmesi gereken bir cevap olmalıdır. Cevap ise açıktır, “terör belasını son terörist öldürülene kadar takip ve etkisiz hale getirmek içindir.” Bu cevabın anlamlı bir cevap olması için Kürtlerin toptan katledilmesi gerekiyor. Oysa bizlerin son 45 yılda gördüğümüz ve tanıklığını yaptığımız şey Kürt halkının PKK etrafına sarıldığı ve gittikçe genişleyen sayısal ve yapısal olanaklarıyla güçlendiğidir. Yani ister Türkiye’de ister Suriye ya da Irak’ta terörist adına saldırdığı bu insanlar gittikçe büyümekte, gittikçe de güçlenmektedirler. Bu da ülke içinde halledemediği Kürt sorununu sınır ötesinde halletmesinin mümkün olmayacağını gösteriyor. Türkiye’de siyasal açıdan gösterdiği güçlü adımlarıyla 100’e yaklaşan milletvekilini kazanmış olan Kürtler diğer alanlarda gösterdiği çıkışla, sorununun ağırlığını ortaya koymaktadırlar. Devlet ise kendi iç egemen sınırlarında çözemediği Kürt sorununu Irak ve Suriye’de, dar halkalar içinde kamplar yaparak nasıl çözebilir? Bu açıktır ki, Irak ve Suriye bu zor koşularında müdahil olmadığı Türkiye saldırılarına karşı PKK, Kürt halkı adına haklı tutumlar alarak çözecektir. Bu da gösteriyor ki emperyalist tutumlarıyla Kürde karşı zorbalık yapan Türkiye, hezimete uğrayana dek Kürt gerillasının saldırılarıyla yüz yüze kalacaktır.
Erdoğan, yayılmacı aklıyla Osmanlıcı hezeyanlarıyla yıllardır sürdürdüğü komşu ülkelerde üsler kurma ve oradan Kürtleri ezmeye çalışma çabaları bir sonuç almayacaktır. Kendi ülkesinde Kürt sorunu tüm ağırlığıyla yaşanırken, komşu ülkeler alanına sıçraması emperyalist ülkelerin başına gelen hezimetle aynı olacaktır. Bu açıdan kendinden daha güçsüz ülkeler üzerinde emperyalist politikalara yönelen Türkiye, Fransızların, Amerikalıların İngilizlerin dünyanın dört bir yanında uğradıkları hezimete uğrayacaktır. Türkiye emperyalist tutumlarıyla, bölgemizde en aymaz ve en zalim tutumlarıyla tarihe geçecektir.
Halkım adına emperyalist Türkiye’nin gösterdiği bu zalim tutum hepimizi kapsamaktadır. Bu süreçte haklı olanın kazanacağı büyük mücadele süreci hepimizi kapsamaktadır. Kürt halkı sadece kendi hakları uğruna mücadele etmemektedir, o tüm Türkiye halkları adına da mücadelesini ortaya koymaktadır. Kürt halkının yanında durmak kendi halkımızın haklı mücadelesinin de kazanmasını sağlayacaktır.
Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
