Şükriye Ercan
27 Ocak 2025, 09:57 | Ülke
Gezi’yi 12 Yıl Sonra Hesaba Çekmeye Çalışan İktidar, Tarikatlarla Kol Kola (Şükriye Ercan)

Türkiye’yi özgürlük talebiyle sarsan Gezi Direnişi’ni 12 yıl sonra hesaplaşma malzemesi haline getiren iktidar, halkın taleplerini bastırırken, tarikatlarla kurduğu kirli ittifakı sürdürüyor. Gezi’de dile getirilen özgürlük, adalet ve eşitlik talepleri; halkın yaşamına müdahaleye, rant düzenine ve çevrenin talanına karşı güçlü bir itirazdı. Ancak bu iktidar, o gün halkın sesine kulak vermek yerine, bugün hâlâ bu itirazı bastırmaya, sindirmeye ve kriminalize etmeye çalışıyor.
Gezi’yi “dış güçlerin oyunu” ya da “bir kalkışma” olarak tanımlayan iktidar, aslında o gün halkın ortaya koyduğu haklı taleplerin kendi düzenine yönelik bir tehdit olduğunu gördü. Bugün ise, Gezi’yi yargılamaya kalkarak, toplum üzerinde korku iklimini diri tutmaya çalışıyor. Ama bir yandan da, tarikatlarla kurulan ittifaklar, cemaatlere aktarılan kaynaklar ve kamusal alanın bu yapılarla paylaşılması, halkın çıkarlarını hiçe sayan bu düzenin esas yüzünü ortaya koyuyor.
Tarikatlarla Kol Kola, Halkın Karşısında
Gezi’nin temel talepleri, kamusal alanın halkın yararına kullanılması, rant düzenine karşı çıkılması ve özgürlüklerin korunmasıydı. Ancak iktidar, bu taleplerin tam tersi bir düzeni inşa etti. Bugün tarikatlar ve cemaatler, iktidarın siyasi hesaplarının bir parçası haline gelmiş durumda. Menzil, İsmailağa ve benzeri yapılar, kamu kaynaklarından beslenerek büyütülüyor, sağlık, eğitim ve yargı gibi temel alanlarda etkilerini artırıyor. Gezi’de halkın “bizim parkımız, bizim geleceğimiz” diyerek savunduğu değerler, bugün tarikatlara ve yandaşlara peşkeş çekiliyor.
Gezi’yi hesaplaşma konusu yapan iktidar, aslında kendi yarattığı rant düzeninin devamlılığını sağlamak için tarikatlarla kol kola girdi. Bu tarikatlar, devletin kurumlarına nüfuz ederken, halkın haklarını, laikliği ve demokratik değerleri yok sayıyor. Gezi’de dile getirilen çevreye duyarlılık ve eşitlik talepleri, bugün tarikatların elindeki cemaat yurtlarında çocukların geleceğini karartan bir karanlıkla yer değiştiriyor.

Halkın Parasını Tarikatlara Akıtanlar, Gezi’den Korkuyor
Gezi Direnişi, halkın kendi yaşam alanına, doğasına ve haklarına sahip çıktığı bir isyan hareketiydi. Bu hareket, iktidarın tarikatlar ve yandaş şirketler eliyle yürüttüğü rant düzenine açık bir tepkiydi. Bugün, Gezi’yi yargılamaya çalışan iktidar, bu düzenin nasıl halkın sırtına yüklendiğini gizlemeye çalışıyor. Ancak gerçek şu ki, Gezi’nin talepleri hâlâ geçerli: Kamu kaynaklarının halk için kullanılması, rantın değil adaletin öncelenmesi, özgürlüklerin korunması ve çevrenin talan edilmemesi.
Tarikatlara aktarılan kaynaklar, Gezi’nin tam da karşısında durduğu bu düzenin en somut örneklerinden biridir. İktidar, halkı baskı altına alırken, tarikatlarla yaptığı işbirliği sayesinde hem siyasi hem ekonomik bir düzen kurmaya çalışıyor. Ama bu düzen sürdürülebilir değil. Gezi’nin yarattığı ruh, baskı ve rant düzenine karşı mücadelenin simgesi olmaya devam ediyor.

Sonuç: Gezi’ye Karşı Çıkıp Tarikatlarla Yürüyen Bir İktidar
Gezi’yi yargılamak, halkın özgürlük mücadelesine saldırmaktır. Ancak halkın sesi, yargılamalarla ya da baskılarla susturulamaz. Gezi’nin gösterdiği dayanışma ve direniş ruhu, bugün iktidarın tarikatlarla kurduğu düzenin karşısında dimdik ayakta durmaya devam ediyor.
Bu iktidar, Gezi’den korktuğu kadar, tarikatlarla kurduğu ilişkilerin ortaya çıkmasından da korkuyor. Ancak ne kadar bastırmaya çalışırlarsa çalışsınlar, Gezi’nin ruhu, tarikatların vesayet düzenine ve iktidarın rant politikalarına karşı en büyük itiraz olarak varlığını sürdürecektir. Halkın çıkarları, rant düzenine ve tarikatların tahakkümüne teslim edilemez.
Bir kez daha söylüyoruz: Gezi halktır, Gezi mücadeledir! Tarikatlarla kol kola yürüyenler, halkın karşısında yenilmeye mahkûmdur.
Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yazarın Diğer Yazıları
- HUKUK VE ŞİDDET ÜZERİNE SESLİ DÜŞÜNCELER (Şükriye Ercan)
- Hesap Verilmeyen Hafıza: Maraş’tan Sivas’a, Failler Ölse de Suç Yaşıyor (Şükriye Ercan)
- Meşruiyetin Gölgesinde: Hileli Seçimlerden Çıkar Gerçekliğine ve Kürtlerin Geleceğine Dair (Şükriye Ercan)
- SEMBOLİK ŞİDDET: ŞİDDETİN EN USTACA HALİ (Şükriye Ercan)
- Lütuf Değil Hak, Yardımcı Değil Özne: Alevi ve Kürt Halkları Dizayn Edilemez (Şükriye Ercan)
