Mihrac Ural
08 Ekim 2023, 15:15 | Dünya
FİLİSTİN HALKININ YANINDA OLMAK (Mihrac Ural)

10 000 Şehit Gazze savaşını tanımlamaya başladı. Filistin halkı böylesine bir ölüm kalım mücadelesi vermektedir. 5 000’i çocuk olan bu kıyımın kış mevsimi boyunca katlanarak artacağı açıktır. Uluslararası hiçbir etkinliğin bu kıyımı engelleyemediği de açıktır. ABD savaş sanayisi adına konuşan bir yetkili “neden savaşın sonuçlanmasını istiyorsunuz? Savaş ekonominin önemli bir kısmını oluşturmaktadır” diyerek savaşın devamında ekonomik karlara dikkat çekiyor ve İsrail’in bu savaşı sürdürmesinden yana tavır takınıyor.
Savaş devam ediyor ve Gazze ağır kayıplar vermeye devam ediyor. Netanyahu gibi bir korkağın barış anlaşmasına eğilim göstermesi mümkün değil. Bu korkağın savaşa girişmesi hatta savaşı karadan Gazze’yi taramasının mümkün olmadığını yazıp durdum. Ama sonuçta Gazze’ye kuzeyden girip kendi kayıplarının azaltılmasını amaçladı. Gazze’nin merkezine doğru ilerleyen bu savaş sivillerin katliyle eş değer hale geldi. Bu savaş öylesine kirli bir savaş ki hastaneler, okullar, ibadet yerleri gibi her alanda insanlık dışı yontemlerle amansızca sürmektedir. Bu savaşta Hamas, Filistin halkı adına savaşı sürdürmekte, ancak savaşta Hamas kadar etkin başka savaşçı güçler de yer almaktadır.
Hamas bu savaşı Filistin adına sürdürmektedir. Bu savaşta Hamas mücadele eden kesimlerin siyasi adıdır. (حركة المقاومة الاسلامية Harakat al-Muqawama al-İslamiya) Bu siyasi yapının askeri kanadı olan Kassam Tugayları, Gazze’yi kontrol eden Hamas’ın silahlı kanadı olarak biliniyor. Bu, adını İngiliz sömürgeciliğine karşı mücadele verirken hayatını kaybeden Şeyh İzzeddin El-Kassam’dan alan Filistinli silahlı gruptur. Şeyh İzzeddin El-Kassam Suriyelidir. Ceble kasabasında doğan bu anti emperyalist şeyh Filistin halkı adına Filistin’de yer alarak İngilizlere karşı savaş açmıştır. Babam (Zeki el Kasım (Ural) 1930’lu yıllarda İzzeddin el Kassam güçlerine yardım için Liva İskenderun’da etkinlik yapmış, bağış toplamış ve bağışları Direniş güçlerine ulaştırmıştır. Geçen zaman ardından Şeyh Ahmet Yasin tarafından Müslüman Kardeşler örgütünün Filistin’deki yapısı olarak yer almaya başladı. Şu an Filistin halkının İsrail’e karşı yürüttüğü savaşta öncü kuvvet olarak yer alması onun adına yapılan tüm savaşlara kendi adının yazılmasına yol açtı. Bizler -ki Filistin halkı adına bu savaşı desteklememiz, Hamas’ı desteklediğimiz anlamına gelmemektedir- bu savaşı yürüten diğer tüm güçler adına desteklemekteyiz.
Örneğin bu savaşta Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) gibi Filistin mücadele tarihinin en önemli gücü Abu Ali Mustafa adı altında yer almaktadır. Bu cephe laiktir ve savaşın en önemli kesiminde yer almaktadır. Bu gibi askeri oluşumlar Filistin halkının farklı yapılarında yer alan savaşçı güçlerini temsil etmektedir. Cihat el İslami birlikleri adına dövüşen “Saraya el Kudüs” ve diğerleri de bulunmaktadır. Cephe el Dimikratiya (Demokratik Cephe), askeri kanadı olan Mukaveme el Vataniyya ile yerini almaktadır, Ketayip Ahmed Burriş, Ketaib el Mücahidin, Alviet el Nasır Salahiddin ve diğerleri yerlerini almaktadır.
Bu mücadelede bir bütün olarak Filistin halkının yanında yer alan tüm insanlık gibi yer almaktayız. Örgüt adları zaman içinde değişse de biz bu halkın kurtuluş mücadeleni destekliyoruz.
Savaş bir ayını doldurmuş bulunuyor. İsrail, Gazze’yi ikiye bölen bir atak geliştirdi. Hala bu atak üzerinde çalışan İsrail ağır kayıplar vermektedir. Savaşın bu bölümünde gerçek anlamıyla bir şehir savaşına doğru yönelmektedir. Gazze savaşçıları İsrail’e karşı en önemli boyutuyla o zaman gücünü yansıtacaktır. Kuzey Gazze şehirleşmenin az olduğu bir yerdir, dolayısıyla orada şehir savaşı ya da tünel savaşı verme durumunda olunmamaktadır. Koşullar Gazze ortamına girdikçe belirgin olacaktır.
Erdoğan, gösterdiği tutumlarla Gazze’nin yanında olmaktan çok uzaktadır. ABD Dışişleri Bakanı Blinken’le görüşmemesi bu gerçeğin bir uzantısıdır. Bu hafta içinde mecliste onaylanan Suriye mevzulu bir yasanın içine “yabancı güçlerin Türkiye’ye girişine izin” vermesine de onay vermiştir. Bu durumda İsrail’i koruma amaçlı güçlerin, bölgede savaş çıkması halinde İran, Irak ve Suriye’ye karşı ABD silahlı kuvvetlerinin Türkiye sahasında yer almasına olanak vermiş olmaktadır. Yani İsrail çıkarları yönünde bir yasa onaylamıştır. Bu arada İsrail’le ekonomik olarak geliştirilen ilişkinin çok yoğun olduğunu da belirtmeliyiz. Milyonlarca insanı bir gün içinde toplayıp “kahrolsun İsrail” diye slogan attırmanın sahtekarlığını da burada görmek gereklidir. Erdoğan, olsa olsa Müslüman Kardeşlere yakınlığıyla Filistin konusunda tutum alır. Gerçekte İsrail’le uzun yıllara dayalı olarak sürdürülen bir ilişkinin adamıdır. Amerika’da aldığı ünlü cesaret madalyası ödülünü hala taşımaktadır.
8 Ekim 2023
Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
