Atak Logo

Atak Menü

Atak Dergisi

Atak Dergisi

18 Temmuz 2025, 17:47 | Ülke

Ali İhsan Avgül: Alevileri bekleyen ikbal; Sünnileşme, Türkleştirme ve asimilasyon!..

Ali İhsan Avgül: Alevileri bekleyen ikbal; Sünnileşme, Türkleştirme ve asimilasyon!..

ATAK DERGİSİ olarak Aday Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ali İhsan Avgül ile Alevi katliamları, Alevilerin sorunları ve yapılması gerekenler konusunda bir röportaj yaptık.

_______________________________________________________________________________

 

Atak: Suriye’de Aleviler neden her zaman cihatçı Sünni İslamcı güçlerin hedefi oluyor?

 

Ali İhsan Avgül: İslam dışı olan inanç gurupları Osmanlı sömürgelerinde ve bugünkü bulundukları ülkelerde İslamcıların yok etme İslamlaştırma hedefindedirler. Sorun sadece Suriye ile sınırlı değil. İslam resmi kuramında ‘tekcilik’ hakim olduğu için kendi dışındakilerine her fırsatta şiddet uyguluyor. İslam’ın kendi içinden yenilenmeye, yeniden yapılanmaya çok çok ihtiyaç var. Bu yönde oluşacak yeni adımla her koşulda dayanışma içine girmek gerekli. Mevcut Kur’an-ı Kerim’in bugünkü dünyamıza cevap vermediği aşikar. Kur’an-ı Kerim’i İslam aydınlarının yenilemesi gerekiyor. İslam yenilenmeden sağlıklı ve kalıcı barış olması mümkün olmaz!…

 

Atak: Osmanlı dönemindeki Alevi katliamlarının günümüzde Alevilere yönelik yapılan saldırılara tarihsel kaynaklık etmesi açısından etkisi var mı?

 

Ali İhsan Avgül: Osmanlı öncesi ve sonrası uygulanmış katliamlar ile direnişler sık sık yaşanmış. Uygulanan devlet (İslam) siyasetinde özne hep aynı olmuştur. “bre kafirler dine imana gelin” bu yönde onlarca fetva vardır. Örneğin; Kanuni Devri Şeyhülislamı Ebussuud Efendi fetvaları var, bu fetvalar kanla uygulanmış. Bir de Kuyucu Murad Paşa soykırımı var, bu tür soykırım, katliam ve sürgünler tarihimizde çok var. Hâlâ günümüzde Koçgiri 1921, Dersim 1937/38, Kanlı Maraş, Çorum, Sivas-Madımak, İstanbul-Gazi… Elbette; günümüz siyasetinin altyapısı geçmişten kaynaklıdır. Tekke ve zaviyeler yasası Sünni Türklük kuramı dışında olanları yasaklamıştır (30 Kasım 1925) ve hâlâ bu yasa yürürlüktedir. Bugün devletin işlettiği Alevi siyaseti Türkleştirme + Sünnileştirmektir. 1988’de Devletin Alevilik bildirgesinde (Aday Dergisi Sayı 1 Sayfa 36) https://www.facebook.com/groups/765182962016161 çok açık ifade etmektedir. Bu bildirge doğrultusunda devlet Alevi örgütlenmesi içindeki varlığını yeniledi güçlendirdi ve yeni dernekler ile Cemevleri kurdu. İşletilen Cemevleri yarı cami gibi işletiliyor. Kısacası Cemevleri birer asimilasyon makinası gibi işletiliyor. Elbette çok çok küçük istisnai durumlar olabilir ama varlıkları siyasetleri duyulmuyor. Sorunuza dönecek olursam; tabii ki Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyetin Alevi siyaseti birbirlerinin devamıdır. Zincirleme devam ettiriliyor.

 

Atak: Suriye’deki Alevi Katliamlarından Türkiye’deki Aleviler nasıl dersler çıkarması gerekiyor?

 

Ali İhsan Avgül: Türkiye’de ve yurtdışında var olan devletçi örgütlenmelerin öyle bir sorumlulukları yoktur. Alevilerin ezici çoğunluğu halen devlet partilerinde siyaset yapıyorlar. Suriye’deki Nusayriler ile diğer gruplara uygulanan siyasette Erdoğan hükümetini destekliyorlar sessiz ve utangaç ruh halleriyle. CHP siyaseti yapıyorlar!.. Aleviler içinde her geçen gün güçlenerek yaygınlaştırılan ırkçı-turan hayalleriyle ittihatçılık yapılıyor. Suriye’yi, Kerkük’ü, Antakya gibi Türkiye’ye katma planları peşinde koşan epey Alevi var… Şimdi asıl sorunuza cevap vereyim: İslam devletleri ile şeriatına güvenilmeyeceğinin tarihte ve günümüzde yüzlerce örneği var. Aleviler’in, kendi adına, kendilerini siyasal alanda temsil etmedikleri her dönemde ezilmeye/kırılmaya mahkum olduklarını görmeleri gerekiyor. Suriye’de Baas Arap milliyetçiliğine güvenerek kendi örgütlenmelerini yapmadılar ve cezasını çok çok ağır ödüyorlar.!… Türkiye’de Alevi aydınlanmasına, yenilenip yeniden yapılanmasına çok çok acil ihtiyaç var. Bu, Alevi aydınlarının önünde duran hayati sorumluluklarıdır. Ya ciddi adımlar atacaklar ya da devlet partilerinde Hı(n)zır Paşa olacaklar.!.. Devlet partilerinde bulunan kınalı kekliklerden elbette beklentiler olmadan ve onlardan bağımsız yeni ve adil Alevi partisi örgütlendirilip siyaset alanına açık çıkılmalıdır, derim. Alevileri inkarcı, asimilasyoncu devlet partilerine emanet ederek ancak Sünnileşme ile Türkleşme olur…

 

Atak: Türkiye’deki Alevi topluluklar arasındaki farklılıkların devlet açısından anlamı nedir ve bu farklılıklar, ortak örgütlenmelerine engel midir?

 

Ali İhsan Avgül: Türkiye’de Alevi toplulukları arasında birçok farklılıkları var. 1. Ocak ve itikat farklılıkları. 2. Milliyetçilik açısından farklılıklar var. Türk, Kürt, Zaza, Arap, Arnavut, vd. 3. Tarihsel farklılıklar var. 4. Kültürel farklılıklar var değişik diller konuşuluyor; Arapça, Gurmanci, Zazaki ve Balkan dilleri… 5. Sosyal, sınıfsal farklılıkları da eklemek gerekli. Artık köylü Aleviliği yoktur, şehirleşmiş Aleviler var. Devlet açısından şöyle bir yanı var; ne kadar farlılıklar varsa bir birine ezdirmek ve çökertmek… Bu konuda da Cumhuriyet tarihi epey başarılı!.. Şimdi; Alevi aydınlanmasının temel öğesinde, farklılıklar arasında eşitlik ile güveni sağlamak için öneriler, sosyal pratik adımlar gerekli. Alevi aydınlanması başta kendi içinde her türlü farklılıklarında adil laik ve açık olması hayati öneme sahip olur, derim. Gönüllülük temelinde birliğe her zaman açık olunmalı. Ortak örgütlenmeler, içinde bulunulduğu maddi şartlara göre ayrı ve ortak olabilir. Önemli olan siyaset alanında ortak çıkarlar dahilinde dayanışmaları birlikte başarmaktır. Uzun vadeli ve sabırlı siyaset ile hayırlı ve başarılı işler yapılabilir. İlla ayrı, illa tekçi olmadan, karşılıklı çıkarlar doğrultusunda adil ve kalıcı olmak gerekli, derim.

 

Atak: Alevilerin devletle ilgili olarak temel sorunları ana başlıklar halinde nelerdir?

 

Ali İhsan Avgül: Alevilerin devleti yıkalım, yeni bir devlet kuralım diye bir derdi olmamalı!. Aleviler Türkiye toplumunun önemli bir parçasıdır. Türkiye’nin adil ve demokratikleşmesine elbette katılması gerekli. Peki nasıl katılmalı? Şu anda Sünniler var ve kendi adlarına örgütlüler. Kürtler var ve kendi adlarına örgütlüler. Peki Alevileri temsil eden kendi örgütlenmesi var mı? Yoktur!. Neden yoktur? Aleviler şu anda yoklar!.. İşte bu boşluğun doldurulması gerekli. Devlet Sünni, Kürtler Sünni. Ya Aleviler? Alevilerin en en acil sorunlarının başında gelen şey kendi partisini kurarak siyaset alanına çıkmasıdır. Kendi talepleri doğrultusunda toplumsal sorunlarımız ile özgül sorunlarımızın çözümlerine yönelik politikalar, öneriler, çözümler üretmesidir. Sünnilerin, Kürtlerin ve Alevilerin uzun vadeli ittifaklarına ihtiyaç var. Adil ve kalıcı bir geleceği ancak bu üçlü ittifakla inşa edebiliriz, diye düşünüyorum. Bu ittifak tarafların yenilenmesine, yeniden yapılanmasına da önemli katkılar sunar.

 

Atak: Devlet ile Kürt hareketi arasında yaşanan “Süreç” Alevilerin durumunu nasıl etkiler?

 

Ali İhsan Avgül: Alevilerin nüfus olarak büyük çoğunluğu Devletin yanında siyaset yapıyor. Diğer kesimi de PKK yanında siyaset yapıyor. Bu her iki kesimin dışında kalan önemli bir nüfus var. Bunlar seyirciler. Biraz da kendi durumlarını, kendi geleceklerini düşünenler var. Benim şahsi görüşüm şu; Devlet ile PKK arasında barış yok. Devlet diyor ki “Silahlarınızı teslim edin!” Silahlar yakıldı. Teslim edildi. “Terörsüz Türkiye” diyorlar, bugüne kadar devlet-PKK görüşmeleri gizlilik içinde yapıldı. Barışın gizliliği olmaz, derim. Her iki taraf da güven vermiyor. Aleviler tedirgin; yarın başlarına ne geleceğini bilmiyorlar! Halimiz perişan, başımız boş, arafta kalmış gibiyiz! Tarihte Türk-Kürt ittifaklarıyla epey Kızılbaş katliamları yapıldı, unutmadık… Sünni Türklerin, Sünni Kürtlerin gizli ittifakından korkular var; yeni katliamlar, sürgünler… kim bilir?

 

Atak: AKP – MHP ortaklığıyla kurumsallaştırılmak istenen Türkiye’nin geleceğinde Alevileri bekleyen ikbali nasıl görüyorsunuz?

 

Ali İhsan Avgül: Sünnileştirme ile Türkleştirme ve asimilasyon!..

 

Atak: Alevilerin, sorunlarını çözmelerinin yolu nedir?

 

Ali İhsan Avgül: – Aleviler olarak kendimizle açık yüzleşerek kendi partimizi kurup siyaset alanına çıkmalıyız. Kendimizden kaynaklanan özgül sorunlarımızı çözmek üzere kendimiz için çözümler üretmek durumundayız. Ortak toplumsal sorunlarımızın çözümlerini de toplumun adil ve demokratik temsilcileriyle uzun ve kısa vadeli dayanışmaları kurup geliştirmeye biz de katılmalıyız.

 

18 Temmuz 2025

Paylaş:

Yorumlar (0)

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!