Atak Logo

Atak Menü

YANGININ KÜL ETTİKLERİNİ VİCDANINIZLA DA MI YAKTINIZ? (Şükriye Ercan)

02 Ağustos 2025, 15:23 | Yazar: Şükriye Ercan | Kategori: Ülke
YANGININ KÜL ETTİKLERİNİ VİCDANINIZLA DA MI YAKTINIZ? (Şükriye Ercan)

Katili aklayanın kalemi katrana batırılmıştır. 

 

Bir ülkenin gazetesi, bir katliam failine “Sivas Mazlumu” diyorsa orada sadece adalet değil, ahlak da ölmüştür. 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yakılanlar ne yalnızdılar, ne de sadece otuz üç kişiydiler. Onlarla birlikte insanlığımız da yakıldı, vicdanımız da. Ama bu ülkenin egemenleri ve onların basındaki uşakları için o yangın sönmedi, büyüdü ve bugün katilin sırtı sıvazlanarak külüne övgüler düzülüyor. 

 

Akit Gazetesi’nin “Sivas Mazlumu” başlığı; kinci, inkârcı ve vicdansız bir zihniyetin kusursuz dışavurumudur. Bu başlık sadece ölenlerin kemiklerine değil, bu halkın ortak belleğine, insanlığın özüne yapılmış bir hakarettir. 

 

Tanıklardan Sesler: 

 

Hasret Gültekin’in eşi Yeter Gültekin’in şu sözü kulaklarımızda yankılanıyor: 

 

“Biz adalet istemedik. Biz intikam da istemedik. Ama katillerin baş tacı edilmesine, ödüllendirilmesine, ‘mazlum’ diye sunulmasına tahammül edemeyiz.” 

 

Bir diğer tanık diyor ki: 

 

“Otelden camdan atlayanlara demir çubuklarla vuruyorlardı. Polis seyrediyordu. Devletin gözü önünde yakıldık.” 

 

Bu yangını unutmadık. Çünkü unutmak ihanettir. Ve affedenin kim olduğuna değil, affedilenin ne yaptığına bakarız. Katil affedilemez. 

 

Ozanların Sesiyle Vicdanın Yankısı: 

 

Pir Sultan Abdal, yüzyıllar öncesinden sesleniyor: 

 

“Meğer bir kahpeye kul olmuş iman, 

Meğer bir zalime satılmış vicdan.” 

 

Ve Seyyid Nesimi’nin derisi yüzülerek öldürülürken söylediği şu söz, adeta bugün katile “mazlum” diyenlerin suratına inen tokattır: 

 

“Gerçek âşıklara daim cefa var, 

Mazlumun ahıyla yıkılır diyar.” 

 

Mazlum dedikleriniz, Madımak’ta yandılar. Sazları yandı, şiirleri yandı, çocukları yandı. Ama siz şimdi onların celladını “mazlum” ilan ediyorsunuz. Bu, bir gazetenin yaptığı basit bir çarpıtma değil; bu, doğrudan insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. 

 

Uluslararası Hukuk Ne Diyor? 

 

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu ve Uluslararası Af Örgütü gibi kuruluşlar, Sivas Katliamı’nı “devletin müdahale etmediği organize bir linç ve nefret suçu” olarak tanımladı. Bu, sadece bir adli vaka değil, inanca ve kimliğe karşı sistematik bir nefretin dışavurumudur. 

 

Türkiye, bu katliamın sorumlularını cezasızlıkla ödüllendirerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde de birçok kez mahkûm edilmiştir. Ama Akit gazetesi gibi mecralar için önemli olan hukukun üstünlüğü değil; kin, mezhepçilik ve politik çıkarlarıdır. 

 

Bir Topluma Ne Oldu? 

 

Katiller “pişman değiliz” dediler. Hiçbir zaman özür dilemediler. Hiçbir zaman yüzleşmediler. Ve şimdi Cumhurbaşkanı tarafından affedilerek özgür bırakıldılar. Bu affın adı “insani” değil, doğrudan siyasidir. Affedilen kişi değil, bu affı yapan ve meşrulaştıran düzenin kendisidir. 

Son Söz 

 

Biz unutmayacağız. Çünkü Sivas’ın dumanı hâlâ gözümüzde. Çünkü “Yakanlar kadar unutanlar da suçludur.” Çünkü bu ülkede Aleviler hâlâ ikinci sınıf yurttaş, hâlâ nefretin hedefi, hâlâ faili meçhullerin gölgesinde yaşıyor. 

 

“Sivas’ın ışığı sönmez!” 

 

“Hasret Gültekin’in sazı susturulamaz!” 

 

“Katiller affedilemez, ödüllendirilemez!” 

 

Ve şunu unutmayın: 

 

Mazlum Madımak’tadır. Mazlum yakılandır, yakan değil. 

 

Siz ne yazarsanız yazın, bu halk o külün içinden yeniden doğar. 

Paylaş:

Yorumlar (0)

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!