SOMARİYYA (ŞAM’DA ALEVİ MAHALLESİ) (Mihrac Ural)
Somariyya Şam kentinin banliyösünde, on bin kişinin yaşadığı, ezici çoğunluğu Alevi bir mahalledir. Mahallede oturanlar genellikle askeri ast rütbeli insanlardır. Çoğunluğuyla fakir insanlar topluluğudur. Bu mahalle askerlerin barınma ve yaşam alanı olarak tercih edilmiştir. Hafız Esat döneminde başlayan yerleşim Rıfat Esat döneminde yapılan yeni binalarla “sıraya El Difa” diye anılan askeri birliğin asker ihtiyacını karşılamıştır. Çoğunluğu asker olan bu vatandaşlar, sahil bölgesinden gelerek kendi imkanlarıyla yerleşmeye, yeni yapılar kurmaya yönelmişlerdir. O gün bu gündür bu mahalle üzerine bir sorun yaşanmamıştır. Sorun Esad’ın yerine getirilen Colani ile başlamıştır. 8 Aralık 2024 tarihiyle birlikte sürece Somariyya bölgesine değil de Alevilerin yerleşik oldukları birçok mahalleye (Somariyya, Mezzi 86, مiş el vırvar, Muaddamiyya, Darayya, Cebal el Rız, Tadamun vd.) yönelik tehditler, uyarılar ve kuşatmalar yapılmıştır. Ancak bu uyarıları ilk kez 600 askerle kuşatma ve esir alarak bir binaya sokulup kadınları ve çocukları döverek “buradan çıkacaksınız, sizlere 48 saat mühlet tanıyoruz” diye ilan ettiler. Bu ilan devlet ilanı gibi değildi, terör şebekesinin sokak serseriliği davranışı gibiydi. Zaten devlet diye bir olgunun hala kurulamamış olması, bu sokak çapulculuğunu açık biçimde yansıtıyordu.
Bir milyon Alevinin yaşadığı Şam’da yapılan sokak baskınları demografik değişimi yansıtıyor. Colani’nin terör şebekeleri Alevilerin bulunduğu yerlere baskınlar yapmaya ve silah zoruyla insanları evlerinden çıkartıp sokağa atmaya devam ediyorlar. Ülkenin en yoksul kesimleri olan bu çevreleri sokağa atarak Alevilerin Şam şehrinde yaşama haklarını ellerinden alıyorlar. Bu davranış aynı zamanda diğer mahallelere de bir mesaj anlamına geliyor. Somariyya halkı heyetler oluşturarak bu zulmün son bulmasını istediler. Bu amaçla Valiliğe ve hukuk çevrelerine gittiler. Vali “silahlı güçlere bir şey yapamayız, onlarla karşı karşıya gelecek gücümüz yoktur” diyerek olayla ilgili olmadıklarını açıkladı. Bu olayların sorumlusu olarak ortada dolaşan terörist Abu Huzeyfa “biz talimatlarımızı Cumhurbaşkanı’ndan alıyoruz” diyerek müdahil olmak isteyenlere karşı da bir tutum geliştiriyor. Valilik, ilgili bakanlarla da görüşerek bu işin “Başkanlık Sarayı’ndan bağlandığını” ifade etti. Şam Valisi, Colani’nin bacanağıdır, olayın uluslararası bir boyut aldığını belirterek, olayların dinmesi için bir müddet daha vermeyi planlıyor. Ama bu çaba 60 yıldır burada yerleşmiş olan insanları aldatmaktan başka anlama gelmeyecektir.
Bu terör şebekelerinin verecekleri hiçbir söz gerçekçi değildir. Bunları bu dokuz aylık süreçte çok iyi tanıyoruz. Silahsız olan Alevileri sahil bölgesinde nasıl doğradıklarını biliyoruz. Aynı şekilde Dürzi kardeşlerimizin de nasıl lime lime ezildiklerini iyi biliyoruz. Her tarafta kanlı kıyım yaptıklarını, bu kıyımların, verdikleri olumlu sözler sonrasında gerçekleştiğini de biliyoruz. Bu açıdan bakınca Somariyya halkını aldatmak üzere verecekleri hiçbir sözün kıymeti yoktur. Burada oturan halkın yaşama ve kendi mülklerinde var olma hakkını tanımayan bu teröristler Colani’nin hiçbir sözünü ciddiye almayacaktır. Kaldı ki Colani’nin kendisi, bu haydut çetesinin kravatlı lideridir. Hep yalan, hep sahtekarlıklarla yürüyen bu yaklaşımlarını biliyoruz.
Colani liderliğindeki terörist devlet, bu mahalle insanlarının ellerinden evlerini, mülklerini alarak buradaki mülkleri kendi taraftarlarına peşkeş çekmek ve buradaki demografik yapıyı değiştirmek istiyor. Hukuk nedir bilmez, yasa tanımaz bu çapulcular nizamı katliamlarla, sürgünlerle, hırsızlık ve talanla zulmünü devam ettirmeye çalışıyor. Ama bu mahallenin halkı direnerek haklarına sahip çıkacak ve bu çapulcuların keyfiyetine meydanı bırakmayacaktır.
Aleviler tarihler boyunca Şam’da var oldular. 9. yüzyıldan itibaren akın akın Şam’a yerleştiler. Bu alanlara yerleşmiş olan Aleviler çevreleriyle iyi ilişkiler kurdular. Bu süreç yüz yıllar boyunca sürdü. Fransız işgali döneminde asker olarak ve devlet memurluğu olarak kitleler halinde akın akın Alevi göçü yaşandı. Şam, bir milyon Alevi’yi aşan boyutlarda sahilden kopup gelenlerle dolup taştı. Başkent Şam 4 milyon insanı barındırırken Aleviler bir milyonu geçen konumuyla ikinci ana güç haline geldi. Bu denge Suriye ülkesinin bütünü açısından da öyle gündeme geldi. Aleviler 5 milyon nüfuslarıyla Suriye’nin ikinci ana omurgasını oluşturdu. Aleviler Suriye’nin temel taşıdır, bu taşı söküp atmak hiçbir gücün yapabileceği bir şey değildir. Teröristlerin silah zoruyla yapmaya çalıştıkları ahlaksız ve onursuz işlerle hiçbir yere varılamaz.
Colani teröristi, Suriye ülkesinin tek renkli, tek boyutlu olduğunu düşünüyor. Kendi aklının egemen olacağı %20’lik bir oya sahip değildir. Azınlıkta kalmış bu terörist akıl, ülkenin yapısında temel olan azınlıklara karşı bu vahşet, hiçbir olumlu sonuç üretemez. Aleviler, Kürtler, Dürziler, Hıristiyanlar, İsmaililer, vd. azınlıklar birleşirse ülkede çoğunluk olurlar. Bu gerçeği aklına getirmeyen Colani sonuçta bu gerçeklere boyun eğecektir. Hiçbir azınlığın hakları sürgünlerle yok edilemez. Buna kalkışanlar bu ülkede asla yaşayamaz, pılısını pırtısını toplayıp kaçacaktır. Başka şansı da yoktur.
Aleviler, sahil bölgesi ve Humus ile Hama kırsalında etkin olarak bulunuyorlar. Bu alanlarda varlıkları %70 oranındadır. Bir de Şam şehrinde bir milyonu aşkın insanın olduğunu da belirtmemiz gerekir. Bu açıdan bakınca Alevileri sürgün edecek, alan değişiklikleriyle demografilerini sarsacak bir işlev asla kabul edilemez. Zaten bunu yapmaya kalkanlar yanıldıklarını görecekler. Yapmak değil bunu düşünmek bile geçerli değildir. Bugün elde silahı olmayan bir halka zorbalık yapılabilir, ama bu kalıcı olamaz. Aleviler direnmenin gereğini de yapabilir. Silah gerektiğinde de silahlar bulunur ve karşı koyulur.
Şam’da Dürzi nüfusu yaklaşık olarak iki yüz bin civarındadır. Ana kitlesi ise Süveyda’da yedi yüz bin civarındadır. Kürtler ise Afrin’de altı yüz bin, Halep’te Şeyh Maksud ve Eşrefiyye’de üç yüz bin civarındadır. Rojava’da ise iki milyon insan yaşıyor. Bu oranlar Aleviler için de geçerli bir kıyaslama yapmamızı sağlar. Aleviler merkezi yapıları olan Sahil bölgesi ile Humus ve Hama kırsalı ele alındığında dört milyon civarında, Şam’da ise bir milyonu aşan bir kitleye sahiptir. Bu tabloya göre Dürzi kardeşlerimiz ayrılmayı ilan ettiler, federasyonu bile artık kabul etmiyorlar. Kürt kardeşlerimiz ise on dört yıldır özerk yönetim kurdular, başarılı bir yapıyla yollarına devam etmektedirler. Aleviler bu haklarını Dürzi ve Kürt kardeşlerinin isteği gibi bir istekle ilan edeceklerdir. Şam’da yaşayan Aleviler kendi özgünlüklerini koruyarak Şam’ın dokuları içinde yer alacaklardır. Dolayısıyla bu gücü yerinden sökmek, sürgün politikalarıyla zayıflatmak mümkün değildir. Colani çeteleri terörist ahlaksızlar, hangi akılla Somariyya halkına baskın düzenler kadın, çocuk yaşlı demeden bir binanın bodrumunda tutsak alırlar? Bu tutsaklığın bedelini ödeyeceklerdir.
Veriler açık ve net olarak Suriye ülkesinin federatif bir yapıya kavuşması gerektiğine işaret ediyor. Bu federasyon işi olmasa ayrılık gelip çatar. Bu ne iyi niyet ne de kötü niyetle ilgilidir. Verilerin oluşturduğu bir sonuçtur. Hiç kimse milyonlarca insanın oturduğu yeri gasp edemez.
Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
