SAMANDAĞ IRKÇI PROVOKASYONLARA İZİN VERMEYECEKTİR! (Atak Dergisi)

Son birkaç günde Samandağ’da yaşanan olaylar ve halkın toplumsal tepkilerinin vardığı düzey birçok sorunun su yüzüne çıkmasına neden olmuştur. 

Depremin altüst ettiği kentimizi ve toplumumuzu depremin ardından iktidarın bilinçli düşmanca politikaları perişan etmiştir. İktidar, depremin yarattığı durumu bölge halkının aleyhine hem ekonomik rant ve mülksüzleştirme hem demografik yapının değiştirilmesi hem de her türlü huzursuzluk vesilesi kullanılarak bölge halkının yaşam koşullarının çekilmez hale getirilmesi politikasını gütmektedir. 

Bütün kentin yandaş firmalar eliyle vahşi bir “inşaat” alanına çevrilmesi, inşaat değil, yıkımı beraberinde getirmiştir. Yandaş firmaların hiçbir kural tanımadan hoyratça hareket etmeleri kentimizdeki yaşamı çekilmez hâle getirmiştir. Sağlık, trafik, güvenlik ve hukuki alandaki yaşamsal sorunlar bir yana, son yaşanan olaylarda görüldüğü gibi toplumsal sorunlar da yaratmaktadır. 

Bölge halkımıza yönelik her türlü kışkırtıcı eyleme iktidarın gözü kör, kulağı sağır olmuştur. Geçmişte ve günümüzde cihatçı serserilerin veya bu kılık altındaki provokatörlerin bölgemizde cirit atmasına göz yuman iktidar şimdi de halkımızın taciz edilmesine yine kör ve sağır kalmıştır. Siyasi en ufak bir muhalefet hareketine karşı bütün duyargaları alarm veren siyasi iktidar, halkımızın huzursuz edilmesine tamamen sessiz kalmakta hatta bundan hoşnut olmaktadır. 

Halkımıza karşı yapılacak hiçbir saldırı, hakaret, taciz veya haksızlık kabul edilemez ve halkımız buna asla izin vermez. Halkımızın, haksızlıklara ve ahlaksız saldırılara karşı tepkisi meşru ve haklıdır.  

Ancak bu tepkinin Kürt halkına karşı bir ırkçılığa yönelmesi son derece yanlış ve tehlikelidir. Bu, tam da siyasi iktidarın istediği şeydir. Gerek siyasi iktidarın gerekse de ırkçı güruhların halkımız arasında yaratmak istediği düşmanlığa asla prim vermemek gerekir.  

Sorunun kaynağı hiçbir halk olamaz. Sorunun kaynağı siyasi iktidarın halkımıza karşı politikalarıdır. Dolayısıyla tepkimizi ırkçılık ile Kürtlere karşı değil, bu sorunun esas kaynağı olan siyasi iktidara karşı yöneltmemiz gerekir. 

Bunun için halkımızın öz örgütlenmeleri olan demokratik kitle örgütlerinde örgütlenelim ve toplumsal reflekslerimizi bu örgütlenmelerimiz aracılığıyla doğru hedeflere yöneltelim.  

ATAK DERGİSİ