Atak Logo

Atak Menü

KATLEDİLEN ALEVİLER YOL AYRIMINDA (Mihrac Ural)

25 Nisan 2025, 17:25 | Yazar: Mihrac Ural | Kategori: Ortadoğu
KATLEDİLEN ALEVİLER YOL AYRIMINDA (Mihrac Ural)

Tarih boyunca Aleviler katledildiler. Bu katliamların sonuncusu “Sahil” mıntıkasında cereyan eden 50 000 (elli bin) kişinin öldürüldüğü katliamdır. Ayrıntılarıyla katledilenleri belirlemek çok zor ama açıkça 21 kez toplu kıyım yapıldığını görürüz. Katliamları yapanların, kendilerini muhalif olarak yansıtmaya çalıştıkları dönemde bu toplu kıyım nasıl gündeme gelir? Bunu anlamak ve izah etmek gerekiyor. 

 

Devlete karşı savaş açmışsınız, devletin askeri kolları vardır ve ona karşı savaş sürdürüyorsunuz. Önünüzde büyük askeri güçler vardır ve bunları tasfiye etmek gibi bir işleviniz vardır. Bu işlerle ilgili olmanız gerekiyorken, köylerde şehirlerde neden toplu kıyım yaparsınız? Halkı nasıl katledebilirsiniz? Halk normalde kazanan tarafta yer alır ne mağlup ne de galip olma gibi bir derdi vardır. Nasıl olur da bu halkı toplu kıyıma maruz bırakırsınız? Ordunun gerilediği alanda, karşınızda sadece tarafsız kalan halkı özellikle erkekleri, kadınları, çocukları, hatta yaşlıları sahaya indirip öldürürsünüz. Ordu ele geçirdiği hiçbir köyü, hiçbir mevziyi aldığında oradaki insanlara dokunmamıştır, dokundukları ise bireyseldir. Bu konuda ordunun elinde bulunan listelere dayalı bir tutuklama, mahkemeye sürme hatta zorla baskı altına alma gibi işlevleri ikame eder. Ama erkekleri bir araya dizerek, topluca öldürmez, bunun tüm örnekleri öyledir. Sizler toplu kıyım gibi insanlık dışı eylemlerinizi mensup olduğunuz ideolojinin eseri olarak uyguluyorsunuz. İnandığınız İslam, inandığınız şeriat size böyle emir veriyor ve siz bu emirleri kutsaldır diyerek vicdanınızda herhangi bir sorun yaşamadan hayata geçiriyorsunuz! 

 

Birliklerinizi Türkiye’nin kendi iç sorunlarıyla ilgili olan Sadat örgütü eğitti. Sadat örgütü kanlı bir örgüttür, emekli olan subayların oluşturduğu bir mekanizmaya sahiptir. Erdoğan rejiminin korunmasıyla ilgilidir. Bu örgüt zamanla tüm bölge için vurucu bir güç haline gelmiştir. Sizleri eğiten bu yapı, Suriye’nin “Sahil” bölgesinde işlenen ve hala devam eden kıyımın, ölümün organizatörüdür. Türkiye MİT’inin organize ettiği bu yapı, Katar gibi halk düşmanı devletlerce de desteklenmektedir. Katar, milyarlarca Doları bu yapı için harcamış ve sizlerin başarı diye lanse ettiğiniz sonuçları üretmiştir. İşte bu ortak zalim çaba Suriye’de cereyan eden tüm kötülüklerin, tüm kıyımların, tüm vahşetin sorumlusudur. İşte sizler bu yapıların sonucu olarak Selefi inancın “mücahitleri” olarak gelip kıyım yaptınız. 

 

Benim not olarak kaydettiğim 22 toplu kıyımın sorumlusu olarak Türkiye MİT’i, Sadat örgütü ve Katar gibi devletlerin katkısıyla Suriye’yi cehenneme çevirdiniz. Son olarak “Sahil” kıyımını hayata geçirdiniz. “Sahil” silahtan arındırılmıştı, herkes silahını teslim etmişti. Sizler gelip bir tek kurşun bile atmadan “Sahil”e girdiniz. Karşılığında herhangi bir şey bulmadan, herhangi bir çatışmaya girmeden “Sahil” bölgesini ele geçirdiniz. Burada her şey sakindi. İşte siz bu sakinliğe bile tahammül etmediniz. “Sahil” kana bulanmalıdır, diye ideolojiniz sizleri tetikledi ve kıyıma yöneldiniz. Sizin ideolojinizin gereği ve olmazsa olmazı olan kıyıma başladınız. 50 000 (elli bin) insanı öldürdünüz, yüz binlerce insanı korku ve kaygı ile baş başa bıraktınız. Amacınıza böylece varmış oldunuz. Burada yaşayan “Sahil” halkı yaptığınız bu kıyımı asla unutmayacaktır. En kısa zaman diliminde ne gerekiyorsa onu yaparak sizinle ortak yaşam sürecini sona erdirecektir. Bu ister federasyon ister ayrı denetim mekanizmasıyla, sizden ayrılacaktır. 

 

Suriye için çözüm olarak önerdiğiniz her şey çıkarlarınız içindir. Kendi aranızda vuruştuğunuz, darbe olarak lanse ettiğiniz kıyım çabaları aynı ideolojinin farklı söylemlerinden ibarettir. Sizler camilerde gencecik çocukları askeri eğitime tabi tutuyorsunuz. Onlara dinin barışçıl ve geniş algısını değil Selefi ideolojinizi dayatıyor ve bunun gereği olarak onları kanlı eylemler için hazırlıyorsunuz. O gencecik beyinler yeni Suriye devletini kurma değil onu parçalama ve bu parçalamayı diğer alanlara, diğer devletlere taşıma amacı doğrultusunda kullanma derdindesiniz. Sürdürdüğünüz kanlı çabalarınız ülkeyi bölüp parçalama çabalarıdır. Bu açıdan hiçbirimiz sessiz kalmayacağız, hakim olan ya sizsiniz ya da bizler olacağız; aramızdaki fark, sizler kanlı tarzda halkı ezme ve parçalama üzerine yürürken bizler halkın barışını, inancın güvenli ellerde yaşamasını sağlamak olacaktır. Bu durumda sizlerle birlikte olmayacağız, koşullar neyi gerektiriyorsa sizlerden ayrı olacağız. Bizlerin ayrılığı, sizlerin cani çeteleri üzerimize dayattığınız “birliğe” karşı bir duruştur. Bu ayrılık federasyonla başlar toptan ayrılığa kadar ilerler. Kürt kardeşlerimizin, haklı çabalarıyla, güvenli ortamlarıyla yarattığı oluşum, Rojava’da güvenli yaşamı sürdürebileceklerini göstermiştir. Bizler de Aleviler olarak aynı tarzda hak talebinde bulunacak, Kürt kardeşlerimizin istediği kadar isteyecek ve kurumsallaşacağız. Kürtler bir yanda, Dürziler diğer yanda haklı talepleriyle özgünce yaşama şansını yakaladılar. Aleviler ülke nüfusunun %15’ini yani yaklaşık olarak 5-6 milyonunu oluşturmaktadırlar. Anlayacağınız Aleviler ikinci büyük topluluktur. Birincisi Sünniler ise ikincisi Alevilerdir. Bu topluluğu gafil avlayanlar, silahlarını bıraktıktan sonra onları katledenler, birlikte yaşamayı reddedenlerdir. Bu reddin kanlı kıyımla yapılması doğal olarak Alevilerin haklı ayrılma talebini oluşturmuştur. Bu talepten asla vaz geçmeyecektir de. Çünkü Alevileri boyunduruk altına almak isteyen bu vahşi şebekelerin, birlikte, güven içinde yaşama diye bir dertleri yoktur. Ayrılık onlardan, kanlı kıyım ortamında geldi. Bundan sonrası için artık birlik hiç olmayacaktır. Aleviler ayrı yaşama kararlılığını gösterecek, bunu her anlamda öne koyacaktır. 

 

İşte sizlere derlediğim toplu kıyım eylemleri:

 

1- EL ZAHRA – HUMUS ( 5 Şubat 2011 ) 

2- CİSİR EL ŞUĞUR KATLİAMI ( 6 Haziran 2011 ) 

3- EL MUHARREM EL FUKANİ – HUMUS (11 Kasım 2011 ) 

4- KERM EL ZEYTUN – HUMUS ( 15 Mart 2012 ) 

5- EL HULA – HUMUS ( 25 Mayıs 2012 ) 

6- AKRAB KATLİAMI – HAMA ( 11 Aralık 2012 ) 

7- HAN EL ASEL – HALEP ( 27 Temmuz 2013 ) 

8- SLİNFE – LAZKİYE ( 4 Ağustos 2013 ) 

9- ADRA UMMALİYYE – ŞAM KIRSALI ( 2 Aralık 2013 ) 

10- MAAN – HAMA KIRSALI ( 10 Şubat 2014 ) 

11- EL HULA – HUMUS ( 2. Kez 3 Mart 2014 ) 

12- ZENUBA – EL SELEMİYYA – HAMA ( 1 Haziran 2014 ) 

13- AKRAMA – HUMUS ( 2 Ekim 2014 ) 

14- MADAUCA – EL SELAMİYYA KIRSALI – HAMA ( 30 Mart 2014 ) 

15- İŞTABRAK – CİSİR EL ŞUĞUR – ( 25 Nisan 2015 ) 

16- KALB LOZA – İDLİB – ( 12 Haziran 2015 ) 

17- EL BAHSA – SEHİL EL GAB – HAMA KIRSALI ( 8 Ekim 2015 ) 

18- ZARA – HAMA KIRSALI – ( 12 Mayıs 2016 ) 

19- CEBLE – ( 23 Mayıs 2016 )  

20- EL MEJDEL – HAMA KIRSALI ( 22 Mart 2017 ) 

21- AKARİB – HAMA KIRSALI ( 18 Mayıs 2017 ) 

22- SAHİL KATLİAMI – LAZKİYE, TARTUS, CEBLE, BANYAS VE KIRSALLARI ( 7- 8 – 9 Mart 2025 ) 

 

 

screenshot_2025-04-25-13-19-00-862-edit_com8165762955246240473

 

Bu kıyımın 21’i kendileri iktidar olmadan önce 22’ncisi ise iktidarı ele geçirdikten sonraki kıyımı temsil ediyor. Oturup bir düşünsünler; 21 katliam kendileri hakim olmadan önce zalimce gerçekleştirildi. 22’ncisi ise iktidarı ele geçirdikten sonra 50 000 (elli bin) kişinin hayatına mal oldu. Hâlâ bugün de katliamlar günübirlik devam ediyor. Bunların kamuoyuna yansımasını engellemek için HTŞ yönetimi tarafından katliamların kayda alınması ve medyaya yansıtılması kesin talimatlarla yasaklandı. Ancak görüntü ve kayıt alınmadan her türlü katliama cevaz verilmiştir. Bu haydutlarla birlikte yaşanmaz, bu haydut çeteleriyle bir arada kalınamaz. Her bir kıyımları yüzlerce insanın katliyle sonuçlandı, her biri ayrı bir cehennem olarak yaşandı. Alevilerin artık bu ağır yaraya, bu zalim gidişe dur deme vakti geldi; tek çağrımız ayrılıktır. Bizleri bu cehennem yaratıklarıyla hiçbir şey bir kez daha bir araya getiremez. 

Paylaş:

Yorumlar (0)

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!