İRAN’IN ZORBALIKLA İMTİHANI (Mehmet Güzel)
Ortadoğu’da cehennemin kapıları Suriye’nin düşmesiyle açılmıştı.
ABD – İsrail’in beklenen İran saldırısı da gerçekleşti. İran, varlık yokluk pozisyonunda bir savunma içinde olacaktır. Yani Suriye’nin düşüşünden sonra yeniden cehennemin kapıları açıldı.
Yalnız bırakılmış, Haşdi Şabi ve Hizbullah’ın aldığı darbelerle kanatları kırılmış, Suriye’nin düşüşü ile açık hedef haline gelmiş İran, bütün emperyalist ülkeler ile baş başa kalmış durumda. Bu savaş İsrail’in İran’la savaşı değildir. Bütün emperyalist ülkeler ile İran arasındaki savaştır. Küçücük İsrail ile kocaman İran haritaları eşliğinde yaşananları açıklamaya çalışan aklı evveller sadece güce yapan cahillerdir. Çünkü İsrail sadece İsrail’den ibaret değildir. Bu yalın gerçek yüzlerce defa kanıtlandı.
Barbar emperyalist devletler hiçbir kural tanımadan orman kanunlarına dönmüş durumdalar. İnsanlığın ulaşmış olduğu muazzam teknik ve teknolojik gelişmeye tezat olarak emperyalist devletler ortaçağ karanlığının zorbalığına dönmüş durumdalar. Evrensel insan hakları, devletlerin bağımsızlığı, uluslararası hukuk kuralları, muasır medeniyet düzeyi, Birleşmiş Milletler kuralları, vb. insanlığın bütün ortak değerleri ayaklar altına alınmış durumda. Kapitalizmin özel mülkiyet, serbest ticaret, küreselleşme gibi değerleri bile egemen olanların keyfiyeti ve inisiyatifine kalmış durumdadır.
Bu koşullarda zorbalık örgütlü olarak insanlığın karşısına dikilmiştir. Zorbalık, dünyanın hâkim gücü olarak en gelişmiş ve yıkıcı askeri mekanizmaları ile insanlığın karşısında konumlanmıştır. Biat etmeyene yaşam hakkı vermiyor. Zorbalık, dünyanın geri kalanının tümüne ya köleliği ya da imhayı dayatıyor. Irak, Libya, Suriye bu şekilde imha edildi. Geri kalanlar ise biat ettirilerek köle yapıldı. Şimdi sıra İran’da. İran’a da ölüm dayatması ile kölelik kabul ettirilmeye çalışılıyor.
Dünyanın bu güç dengeleri içerisinde Körfez ülkeleri gibi onursuz bir kölelik teslimiyeti içerisinde olmak ölümden daha onursuz bir pozisyon seçimidir. Yıkılmayı göze alarak onursuz bir teslimiyeti kabul etmeyenler tarihe onurlu duruşlarıyla kazınmış oldular. Ama mevcut koşullarda dengeleri göz önünde bulundurarak onursuz teslimiyeti, akılcı politika adı altında önerenler de var.
İran, onursuz bir teslimiyete karşı direnişi tercih etmiş bir ülke. Bunun bedelini de ödüyor, daha öncekilerin ödediği gibi. On yıllardır süren ve adım adım uygulanan biat etmeyen ülkeleri tek tek hedef alma stratejisi uygulanmaya devam ediyor. Bu strateji ile bütün emperyalist devletler, işbirlikçi devletlerle beraber birleşik güçler halinde küçük ülkeleri yok ettiler. Şimdi yalnızlaştırılmış İran saldırı altında.
Bu koşullarda İran’ın bütün emperyalist ülkelere karşı kesin bir zafer kazanma şansı görünmüyor. Ama bu zorba ülkelerin de İran’a karşı kesin ve kolay bir zafer elde etmeleri mümkün değildir. Bu durum, savaşı daha da acı ve yıkıcı hale getirecek bir etmen olacaktır. Çünkü taraflar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için uzun süreli bir çatışmaya girişeceklerdir. Dolayısıyla yıkım da o kadar fazla olacaktır.
Şu veya bu gerekçenin arkasına sığınarak muktedir emperyalist Siyonist güçlerden yana tavır takınmak insanlık dışı bir tavır olacaktır. Hangi gerekçeyle olursa olsun Siyonist emperyalist saldırı altındaki İran’ın karşısında olmak zorbalığın safında olmak, dolayısıyla insanlığın karşısında olmak anlamına gelecektir. “Realite”, “ulusal çıkar”, “akılcı politika” veya “üçüncü yol” zırvalıkları Siyonist uşaklık tavırları olacaktır.
Türkiye’nin bu saflaşmada yeri ABD ve Siyonizm’in safıdır. Bütün hamaset söylemlerine, İsrail karşıtı gibi görünen ajitasyonlara rağmen Türkiye’nin bu tarafı açık ve nettir. İsrail nasıl özelde ABD’nin, genelde bütün emperyalist ülkelerin Ortadoğu’daki uşağı ve ileri karakolu ise Türkiye de aynen öyledir. Kürt hareketini de yanına alarak daha da güçlü bir halde bu pozisyonda mevzilenmeye çalışmaktadır. Bu haliyle bu saftaki bütün ülke ve güçler Ortadoğu mazlum halklarının düşmanı ve zalimi konumundadır.
Emperyalist Siyonist saldırı İran’ı yok etmeyi başaramayacak ama onursuz bir anlaşmaya zorlamaya çalışacaktır. İran, tarihinin en kritik aşamalarından birini yaşıyor. Uzun süreli bir direniş ve var olma mücadelesinin başında bulunuyor. İran bu direnişten çok derin yaralar alacak, yıpranacak ama sağ çıkmayı başaracaktır.
Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
