DİRENİŞ GÜÇLERİ DİMDİK AYAKTA(Mehmet Güzel)

ABD’nin 51. eyaleti, insanlığın düşmanı haydut devlet İsrail, yaptığı terörist saldırıların bedelini ödüyor. Hizbullah, dün ve bugün İsrail’e yönelik çok ciddi saldırılar gerçekleştirdi. Türkiye dahil, Batı’nın medyasına bakmayın; çok stratejik hedefler vuruldu. İsrail’in üçüncü büyük ve kuzeydeki en büyük askeri havaalanı dahil birçok hedef vuruldu. Demir Kubbe bu kez de delindi. 

Elbette İsrail’in verdiği maddi kayıplarla kıyaslamak doğru değildir. Direniş güçlerinin saldırılarında yaratılan etki, maddi zarardan daha çok, düşmanda yarattığı psikolojik yıpratmadır. 

Hizbullah’ın verdiği bu güçlü karşılıklar, aynı zamanda İsrail’in hoyratça saldırılarının, direniş güçlerinin yeteneklerini stratejik olarak etkilemediğini de gösteriyor. Bundan dolayıdır ki İsrail, sivilleri hedef alan çağrı ve telsiz cihazlarına yönelik yaptığı vahşi saldırı ve ardından gelen günlerde her gün yoğun olarak uçak bombardımanları ile yaptığı saldırılara rağmen kara harekatını bir türlü göze alamıyor. 

İsrail, yaşanması kaçınılmaz gibi görünen bölgesel savaşı öne çekmeye ve İran’ın esas hedefte olacağı bir bölgesel savaşı öne çekmeye çalışıyor. Bunu elbette kendi gücüne güvenerek yapmıyor, ABD – İngiltere ikilisinin önderliğinde bütün Batılı emperyalist ülkelerle beraber yapmaya çalışıyor. Bölgenin direniş güçleri de, önümüzdeki yıl veya yıllarda kopması kaçınılmaz olan kıyamete hazırlık yapmakla beraber İsrail’in hoyratlığına gereken cevabı ölçülü olarak veriyor. 

İsrail, arkasındaki sınırsız desteğe ve hiçbir sınır tanımaz pervasızlığına rağmen 7 Ekim Aksa Tufanı harekâtından bu yana hiçbir başarı elde edemedi. Tam tersine hem askeri hem de siyasi itibar olarak büyük kayıplar yaşadı. ABD önderliğindeki Batılı emperyalist ülkeler için de bu böyledir. Bütün azametlerine rağmen Yemen, Filistin, Lübnan, Irak ve Suriye’deki Direniş güçleri karşısında acziyet içinde kaldılar. İran’ın bölgedeki nüfuz alanını da sınırlayamadılar. İran, tam tersine bölgedeki etkisini arttırıyor. 

Dünya kutuplaşmasında Batı’nın karşısındaki güç odağı olan Rusya ve Çin’in, Ortadoğu çatışmasında aktif bir pozisyon almamış olmaları ve İsrail’in pervasızlığını frenleyecek bir davranış göstermemiş olmalarına rağmen bölgenin Direniş güçleri kendi öz güçlerine dayanarak büyük bir dirayet sergiliyor. 

Ortadoğu’da hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.